Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün blog açısından pek verimli olmayan bir ay özeti ve birkaç harika duyuruyla geldim! Benim için inanılmaz yoğun bir ay oldu ve ne yazık ki ne kendime ne de bloga pek zaman ayıramadım. Üstüne üstlük neredeyse hiç kitap bile okuyamadım. Ama moralleri bozmak yok! Yaz kapıya dayandı ve normalleşme sürecine girdik.
*Davul sesleri*
Uzun zamandır aklımda olan blogumuzun 7. yılını kutlamak adına yapacağım büyük çekilişin zamanı geldi! Heyecanlıyım çünkü bu yıl yapmayı planladığım ama yoğunluktan yapamadığım yılbaşı çekilişini ve karantina sebebiyle yapamadığım bahar çekilişlerini de bu çekilişte birleştirmiş olacağız. Anlayacağınız, verilecek çok kitap var!
Aslında bu çekilişi blogu açtığım zamana denk gelecek şekilde Mayıs ayının başında yapmayı planlıyordum fakat karantina sürecinde ne kendim kargo vermeye gitmek istedim, ne de sizi kargo göndererek riske atmak istedim, şu an da hiçbir şey düzelmiş sayılmaz gerçi ama bir yerden başlamak gerekiyor ve normalleşme sürecine girmişken önlemlerimizi alıp etkinliklerimizi tekrar yapmaya başlama zamanı geldi diye düşündüm. Yine de kazananlardan kargoyu ileri bir tarihte almak isteyen olursa istedikleri zaman gönderebilirim kitapları 🥰
Sizin için aldığım, saklayıp biriktirdiğim tam 25 kitabı kazanana vereceğim çekilişi yaklaşık bir hafta sonra Instagram veya blog üzerinden yapmayı düşünüyorum, henüz tam bir karar verebilmiş değilim. Nereden yaparsam yapayım her yerde paylaşacağım zaten, göreceğinizi düşünüyorum, takipte kalın!
Gelelim bu ay sizinle paylaşabileceğim neler yaptığıma! Gözümde bir damla yaş ile söylüyorum ki sadece 1 kitap okuyabildim. Okumayı hedeflediğim bu ay için seçtiğim edebi kitabımı bile okuyamadım. Kişisel gelişim kitabımdan da bir sayfa bile okuyamadım. Önümüzdeki yazın bu ayı telafi edeceğini umuyorum...
Yalan yok, sürekli bir şeyleri okuyarak çalıştığım için nadiren bulduğum boş zamanlarımı okumaktan ziyade izlemeye ayırdım bu ay. Nadiren dediysem de, bilirsiniz, insan en çok sınav dönemlerinde boş şeylerle uğraşıyor 😅 Eh, az izlememişim ben de bu ay.
Son Samuray - The Last Samurai
Öneri üzerine izleyip oldukça etkilendiğim bir film oldu. Japonların -ve çoğu Asya toplumunun- tarihine ve geleneklerine olan bağlılığına hayran olan birisi olarak bu film biraz kalbimi kırdı.Geçen ay izlediğim 300 Spartalı'ya gönderme olması da çok tatlı bir tesadüf oldu 😄 Evet, bu aralar böyle ruhu olan savaş filmlerini izlemekten zevk alıyorum, önerisi olan varsa kesinlikle bekliyorum.
Ucuz Roman - Pulp Fiction
Nasıl şimdiye kadar izlemediğimi anlayamadığım kült sayılabilecek bir film. (Netflix'te bulabilirsiniz) Kült derken, zamanla değerini kaybetmeyen, klasikleşmiş demek istiyorum. 90'lardaki tarzlar, retro resimler, efektler, retro renkler bir süredir hayatımın merkezinde. Filmi izlerken daha yeni aldığım bir tişörtün üstündeki baskının bu filmin bir sahnesi olduğunu fark edip şaşırdım, bu aralar tatlı tesadüfler çok sık yaşanıyor hayatımda. İşin aslı, filmin tam bir olay örgüsü, kesin başrolleri olduğu söylenemez. 4-5 farklı sahnede işlenen birbiriyle ilgili olayların bütünü gibi daha çok, ama bambaşka bir havası var. İzlerken gözlerimden kalpler fışkırmadı, nasıl bittiğini anlamadım da diyemem fakat kesinlikle izlemem gereken bir filmmiş diye düşündüm. Eski filmler ben de bu etkiyi yaratıyor, hatta üstüne biraz zaman geçince tekrar tekrar izlemek istiyorum. Şu anki filmlerden daha yavaş akıyor olabilirler ama her sahnesi beyne kazınacak cinsten gibi geliyor bana. Nasıl anlatsam bilemedim 😋 Filmin ismi de pek manidar geldi sonradan :)
Hayat Güzeldir - Life is Beautiful
Gözlerde bir damla yaş, yüzlerde hafif bir gülümseme... Yine çoktan izlemiş olmam gereken bir film. Söylenecek fazla söz yok bu film ile ilgili aslında, çok etkileyici, çok gerçek, çok acı... Çünkü gerçeklerin yalnızca hafifletilmiş bir yansıması, biliyoruz. İnsanlığın iki farklı yüzünü de bu filmde görüyoruz, en acısı da "Ne zalimlik!" diye düşünürken bunların geçmişte kaldığını varsayıyor olmamız ama maalesef ki benzer olaylar hepimizin kendi derdine gömüldüğü günümüzde de dünyanın birçok yerinde yaşanıyor. Ben trajedik ve üzücü filmler izlemekten nefret ederim fakat bazen insanın gözlerinin açılması için böyle şeyleri de görmesi gerekiyor sanırım.
Türk Dizileri
Sevmem sevmem deyip de izleyip durduğum kategori değil mi bu 😂 Yine anneme dizi ararken kendimi izler halde buldum. Her Yerde Sen'i izledim, en azından iptal edilse bile adamakıllı bir son yapmışlar...
Bir de No:309'a başladım fakat o erkek karakter neydi öyle ya kazık gibi 😒 2 bölüm dayanamadım doğrusu, halbuki çok sevilmiş olmalı ki 65 bölüm çekilmiş. Benlik değil heralde deyip geçtim. Neyse ki Türk dizilerini yarım bırakamama gibi bir sorunum yok 😂
Bu arada ben Türk dizilerini atlayarak izliyorum açıkçası, hem bölümleri 2 saat yapıyorlar hem de bir sürü gereksiz sahneyle dolduruyorlar. Biraz boş işlerle uğraşıyor olabilirim ama o kadar da değil...
Kore Dizileri
Çok güzel bir dizi buldum: Descendants of the Sun (bu aralar Netflix'te bulabilirsiniz) Annemle oturup güle ağlaya izledik, şimdi ne açsam bu onun kadar güzel değil diyor 😂 Başrolündeki adam falan çok tatlı, çok da iyi oynuyor bana kalırsa, hatta başrolündeki kadın oyuncu hariç bütün oyunculara bayıldım, gerçi ben şimdiye kadar izlediğim Kore dizilerinde oyunculuğu gözüme batan bir karaktere denk gelmedim ama çok da izlemedim zaten 😋
Çok öneriliyor diye Bir Tutam Aşk adıyla Kanal 7'de yayınlanmış -İngilizce adıyla- Love in the Moonlight (yine şu an Netflix'te var) dizisine başladım. Atlayarak izlemekten kendimi alamadım doğrusu, Türk dizileri gibi bir sürü bana sıkıcı ve gereksiz gelen sahne vardı. Gerçi daha 4. bölümdeyim, ilişkiler tatlı falan ama şu kızın cinsiyeti artık bir açığa çıksa mı acaba, ben çok geriliyorum böyle dizilerde! Koreliler de bir garip, ısrarla erkek kılığına girmiş kızların olduğu diziler çıkarıp duruyorlar, erkeklerin aşkının cinsiyete bağlı olmadığını mı kanıtlamaya çalışıyorlar nedir? 😂 Neyse, ben yine sadece ikilinin sahnelerini izleyerek bitireceğim gibi duruyor bu diziyi.
Friends
Bunca insan bu kadar seviyorsa vardır bir bildikleri deyip izlemeye devam edeceğim demiştim, 2-3 bölüm sonra bağımlısı oldum dizinin! 3. sezondayım şu an, gerçekten depresyon derdine deva bir dizi. 90'larda çekilmiş olması beni rahatsız etti falan demiştim, hepsini geri alıyorum, bir kez alıştıktan sonra fazlasıyla keyifli bir dizi oluyormuş. Öneren herkese hak verdim, teşekkürler ayrıca, iyi bir komedi gibisi yokmuş, günlerim aydınlandı 😄
Bir iş bitti, diğeri başladı derken Mayıs ayı da hızla geçip gitti, Haziran'ın daha rahat ve mutlu bir ay olmasını diliyorum artık. Sizin Mayıs ayınız nasıl geçti, neler okudunuz, neler izlediniz? Paylaştıklarım arasından izledikleriniz var mı? Yorumlarınızı bekliyorum, hoşça kalın!
Çekilişi merakla bekliyorum. Yeni keşfetttim blogunuzu. Çok güzel yazılarınız.
YanıtlaSilMerhaba, bunu duyduğuma çok sevindim, teşekkürler!
SilLife İs Beautiful ah çok güzeldir ❤️ Friends dizisini çok severim ❤️ Ucuz roman da enteresan bir filmdi :) diğerlerini izlemedim bakayım :)
YanıtlaSilGüzel olanların hepsini izlemişsiniz zaten, bir Son Samuray kalmış 🤗
SilKlasik filmleri izlemişsin. Friends benim için mükemmel bir dizi. Evet, dizinin eski olması başta yadırganıyor ama alışınca en sevdiğin dizilerden biri oluyor. Herkese tavsiye ediyorum. İlerledikçe daha çok seveceksin :-)
YanıtlaSilMayıs ayında ben de bloğumun 7.yılını kutladım. Aynı zamanlarda açmışız bloğumuzu. Güzel bir tesadüf :-)
Gerçekten çok tatlı bir tesadüf, sizin de 7. yaşınız kutlu olsun 🥰🥰 Friends'e aynı dediğiniz gibi, ilerledikçe bayıldım gerçekten! Çok eğlenceli bir dizi 🥰
Sil