#1
Yazın başıdır ve on bir yaşındaki Gregor dışında herkes yaz
kampındadır. Gregor, babasının New Yorktaki evlerinden çıkıp
kaybolmasından beri küçük kız kardeşlerine bakmaktadır. Özellikle de iki
yaşındaki kardeşi Bota. Evlerinin bodrumunda çamaşır yıkarken, Bot bir
hava boşluğunun içine düşüp kaybolur ve Gregor da onun arkasından gider.
Artık Yeraltındadırlar ve onları bambaşka bir dünya beklemektedir…
#2
Gregor bu kez, New Yorkun Yeraltı diyarına ait başka bir kehanette
anahtar bir rol alacaktır. Bu kehanet, uğursuz bir fare olan Felaket
hakkındadır. Yeraltındakiler Gregoru geri getirmek için küçük kız
kardeşi Botu kaçırırlar. Gregor, kendine bağlı yarasa arkadaşı Ares ve
huysuz prenses ile birlikte, Botu ve Felaketi aramaya başlar. Gregor
eğer kehaneti zamanında tamamlayamazsa ne kendi hayatı ne de Yeraltı
dünyasındakilerin hayatı bir daha aynı olacaktır…
#3
Gregor ve Bot’un Yeraltı ülkesine geri dönmeleri
ve orada yaşayan canlıların bir salgından kurtulmalarına yardım
etmeleri gerekmektedir. Salgın hızla yayılmaktadır ve hastalığın kendi
ailesinden birine de bulaşmasıyla birlikte, Gregor, Kan Kehaneti’ndeki
rolünü gerçekten anlamaya başlar. Gregor’un bütün sıcakkanlı
canlıların yaşamını tehdit eden biyolojik savaşı sonlandırmak için
Yeraltı’ndaki etyiyen bitkilerin bulunduğu bir bölüme gitmesi
gerekecektir…
#4
Gregor ile Botun, yakalandığı salgın hastalıktan sonra tedavisi sürmekte
olan annelerini Yeraltında bırakarak evlerine dönmelerinden beri birkaç
ay geçmiştir. Gregor ve ailesi annelerinin sağlık durumu hakkında
düzenli olarak bilgilendiriliyor olsalar da, hepsi Yeraltının geleceği
bakımından önemli bir rolü olan Savaşçının, yani Gregorun oraya geri
dönmesi gerektiğinin farkındadır. Gregor ve artık konuşmayı iyice
öğrenen küçük kız kardeşi, hamam böceklerinin fahri "prensesi" Bot, bir
başka prenses olan 12 yaşındaki Luxa ve sıçan Ripred güçlerini
birleştirirler. Sıçan ordusuna karşı Yeraltını ve zavallı "Kemirenler"i,
yani fareleri savunmaları gerekecektir...
#5
Herkes Gregorun Zaman Kehanetini görmesine engel olmaya çalışıyordu.
Çünkü son kehanette savaşçının ölmesi gerektiğinden söz ediliyordu. Adı
geçen savaşçı da elbette Gregordu.
Hızla yaklaşan bir sıçan
ordusu varken ve zaman hızla tükenirken Gregorun cesaretini toplayıp
Regaliayı savunması ve ailesini sağ salim evlerine ulaştırması
gerekiyordu. Ortada bir şifre, yeni bir prenses ve bütün savaşları sona
erdireceği düşünülen bir savaş vardı.
Açlık Oyunları'nın yazarı Suzanne Collins'ten yeni bir seri daha! 11 yaşındaki Gregor'un yeraltına düşme ve kehanetleri gerçekleştirme macerasını yaşadığı bu seri toplam 1540 sayfa. Bana kalırsa gayet akıcı, kolay okunabilen bir kitap. Ama sürükleyici olmasının yanı sıra biraz çocuksu buldum, Suzanne Collins'ten bekleyeceğim bir seri kalitesinde değildi. Ama ben yine de çok keyif alarak okudum. Bazı kısımlar yapmacık geldi Açlık Oyunlarının yanında aşırı sönük ve çocuksu kalmış. Sürükleyici olduğu için 4 puan vermeyi düşünüyordum ama Açlık Oyunları'nı düşününce 3,5 Puan vermeye karar verdim. Çocuksu olmasına rağmen okunabilir bence güzeldi. Yorumlarınızı beklerim :) Puanım: 3,5
Aslında güzel bir kitaptı ama kardeşimin okuyabileceği türden güzel bi kitap. Yorumunuz bence de bu kitap serisi için yeterli olmuş bence. Aynı zamanda benim düşüncelerimi fazlasıyla içeriyor. Aslında 5. kitabın arka kapağına bakınca insan bir an Gregor ölecekmiş gibi hissediyor :)) Tabi orasını okuyanlar bilir. Benim yorumuma bakmayın, ben biraz seçiciyimdir. Ama kitap okumayı çok seven insanlar bunları çerez gibi okur bence. Güzel yani okuyabilirsiniz ve okuyun. Özellikle 12-14 yaş aralığındaysanız :D
YanıtlaSilKatılıyorum, yorum için teşekkürler
SilEvet Adsız arkadaşıma katılıyorum :D Luxa ya onu çok seviyorummm <3 <3 <3 . Tabii '''''ARES''''i de .. :(
YanıtlaSil#Spoiler# veriyorum. Bitirmeyenlerin okumaması tavsiye edilir !! ---- Ares'in ani ölümü hepimizi şoka uğrattı gerçekten.. Kitap bittiğinde ağlaya ağlaya bir hal olmuştum, en sevdiğim karakter ölmüştü :( ..
SilBenim aslında en sevdiğim karakter dediğim gibi Luxa'ydı. Kuzenim kitapta sevilen karakterlerden birinin öleceğinin söylemişti sadece ve ben de sadece Bot veya Lizzie'yi geçirmiştim aklımdan :) Ama Ares'in ölümü cidden beni psikolojik açıdan çok etkilemişti. Sonunda da Gregor'un Luxa'yı evine götürüp birlikte yaşayacaklarını ya da Gregor'un Yeraltı'nda yasayacağını falan sanmıştım ama öyle olmadı. Ben bi de bunun için ağlamıştım tabii birlikte yasayamadılar diye neyse :)
SilBen de sonunda Gregor ve Luxa'nın ayrılmasına şaşırmıştım. Doğru düzgün bir veda bile olmadı, bu da bana saçma gelmişti..
SilKesinlikle sana katılıyorum, Nora.Bu da Alaycı Kuş'ta Gale'i geçiştirdikleri gibi bir geçiştirme olmuş :(
SilEvet, Gale hayatımın aşkı diyen kız bir anda "hmm öyle olmuş işte napalım"a dönmüştü :)
SilEvet 6. Kitap gelmezse eğer çok kötü bi son çok fazla cevapsız soru kalıyo luma ya noldu grgor a noldu taşındımı yer altına yine indimi gibi
SilÖlene kadar ne yaptığını yazacak değiller ya :D Birçok kitaba göre gayet olaylar sonuçlanarak bitti bence, cevapsız sorular her zaman olur :)
SilEvet cevapsız sorular olmalı fakat serinin devamı gelicekse :D
SilGelmeyecek seri bitti :)
SilBana kalırsa çocuksu değildi. Ve spoiler olucak ama Ripred i öldü sandığımda nasıl ağlamıştım anlatamam, en sevdiğim karakter. Adeta ne zaman başım sıkışsa Ripred in "planın ne!" diyen sesini duyuyyorum diyebilirim.
YanıtlaSilSpoiler içerir. Ripred'in olmedigi ortaya cikmamis miydi? Unutmusum da. Ve evet ben de serinin birçok yerinde agladim ama konunun cocuksu oldugu gerçeğini değiştirmedi benim için. Ve bu "çocuksu" olma meselesi bir elestiri değil bir gözlem benim için.
SilAres öldü mü!!!??? Nooooo! Tamam en sevdiğim karakter değildi ama... Severdik be abi! Bu arada nasıl öldü ki ben daha 4. Kitabı okumadım (ve 5.yi) nasıl öldü? Spoiller verin bana!!!!!!
YanıtlaSilMerak ediyorsan kitabı okuman gerekecek iki cümlede anlatılacak bir şey değil bu :)
SilBeklentilerimin çok çok altındaydı.İlk kitabı okudum beğenmedim. ana karakterin 11 yaşında ve kardeşinin henüz bir bebek olması zaten kitabın başında beni soğuttu.
YanıtlaSilZaten bu bir çocuk-genç kitabı, ergen bir kız beklememek lazım başrolde :D
Silkusura bakma sen bir önyargıyla başlamışsın kitaba YAŞI SENDEN BÜYÜK bir ana karakter olması seni önyargıya itmiş bence sen pinokyo kurşun asker felan okumalıydın :(
SilSadece düşüncelerini belirten birine bu şekilde itham yapman hiç hoş değil. Ki ben kendi blogumda herkesin özgürce fikirlerini paylaşmasını isterim. Bu tepkinin ne kadar çocukça olduğunu fark edip yorumunu silmeni bekliyorum..
SilYani okuyalım mı okumayalım mı?
YanıtlaSilBen hiç kimseye oku veya okuma demem. Ben bana göre artıları ve eksileri söylerim sadece. Kendisine göre olup olmadığına okur karar verir :)
SilCollins zaten ortaokul çağına yönelik yazısığını söylüyor. Sanırım Açlık Oyunları'nın ön sözünde okumuştum. (Pegasus Yayınları)
YanıtlaSilEvet, ben bu seriyi aldığımda haberi yoktu. Fakat barolün 12-13 yaşlarında olduğunu görür görmez anlaşılıyor durum galiba :))
Siltabiki açlık oyunları serisini geçemeyecek bir seri. ben 3. kitabındayım şuan. heyecan aksiyon herşey var. hatta karakterlere üzülüyorsun. biraz çocuksu olduğu doğru ama okumaya değer görüyorum bende ;)
YanıtlaSilŞimdiden böyle hoşuna gittiyse seriyi bitirince bayağı bir seveceksin gibi geliyor bana :D
Sil