Nora'nın Kitaplığı : Mayıs 2021

18 Mayıs 2021 Salı

Hesaplaşma (Off-Campus #3) - Kitap Yorumu

Bu kızı kazanmak için birkaç gösterişli hareketten fazlası gerekiyordu…

Allie Hayes’in hayatı tam bir karmaşaydı. Mezuniyeti yaklaşmıştı ve hâlâ ne yapacağına dair en ufak bir fikri yoktu. Bu da yetmiyormuş gibi bir de uzun süredir devam eden ilişkisi bitmiş ve kalbi kırılmıştı. Sorunlarının çözümü elbette ki çılgınca sevişmek değildi ancak yakışıklı hokey oyuncusu Dean Di Laurentis’e karşı koymak imkânsızdı. Tabii ki bu bir defaya mahsus bir şeydi çünkü her ne kadar geleceğinde belirsizlikler olsa da Allie, tek gecelik ilişkiler kralının geleceğinin bir parçası olmadığına emindi.

Dean gol atmakta başarılıydı; hem buz pistinde hem de pist dışında. Her zaman istediğini elde ederdi. Kızlar, iyi notlar, itibar, kızlar… Pek tabii kızların peşinde koştuğu bir adamdı ve kendisine karşı koyabilen bir kadınla henüz tanışmamıştı. Ta ki Allie’ye kadar. Bu ateşli sarışın bir geceliğine dünyasını sarsmıştı ve şimdi arkadaş olmak mı istiyordu? Asla. Dean bitti diyene kadar bitmeyecekti. Kızı ikna etmek için kolları sıvamıştı ancak altüst edecek olaylar yaşandığında belki de odaklandığı şeyin aradığı şey olmadığını düşünmeye başlayacaktı.

Herkese merhaba! Geldik Off-Campus serimizin 3. kitabı Hesaplaşma'ya. Öncelikle Instagram'dan beni takip eden herkesten bu kitabı okurken yaptığım hesaplaşma zamanı geldi esprileri için özür dilerim, elimde değil 🤣 Kitapların adı çok dandik geliyor bana, neden orijinal adı olarak bırakmadılar bilmiyorum. Her neyse, davul seslerini alalım çünkü serideki en çok sevdiğim kitaplardan birine geldik! Şımarık, utanmaz prensimiz Dean ve serideki favorim, Hannah'nın en yakın arkadaşı, canım kızım Allie. Bu kitapta gerçekten de hem kız hem erkek karakterlerimizi çok sevdim, özellikle Allie gerçek hayatta çözümleyemediğim bazı hislerime tercüman olduğu için onu ayrı bir sevdim. Dean'i ise bütün klasik muhteşemlikleri bir yana, kusursuz olmadığı ve bana gerçekçi hissettirdiği için sevdim. İkilinin uyumları ise her yönden muhteşemdi, bana gerçek hayata en yakın çift onlarmış gibi geldi.


Bu kitapta, tam her şey güllük gülistanlıkken gerçekten gönüllerimize kor gibi düşen bir olay yaşandı ve her şeyi tepetaklak etti. Bunun bir kitap, hem de çerezlik diye nitelendirdiğim bir kitap olduğunu bilmeme rağmen gerçekten etkilendim. Hata yorumumda bahsettiğim geçiş fazını tetikleyen olay da bu oldu bu kitapta. Bu sefer kız karakterimiz Allie de gerçekten savaştı ve bunu görmek çok hoşuma gitti. Ama her şeyin, herkesin bir sınırı vardır tabii. Yine de Allie boş naz yapıp işi Dikmen yokuşlarına sürmediği için rahatladım. Dean'in el bebek gül bebek büyümesi sebebiyle duygusal açıdan güçsüz olma durumunu doğal karşıladım ve hayatındaki sorunları aşıp olgunlaşmasını izlemek benim için çok tatmin edici ve mutluluk vericiydi.

Dean ve Allie çok dinamik bir çiftlerdi ve bu kitap diğerlerine kıyasla bayağı bir cinsellik odaklıydı. Yine de bu durum benim için ikilinin arasındaki romantik hislerin önüne geçmedi, eğlenceli ve komik olayların bol olmasının yanı sıra, karakterleri de sevdiğim için kitapta herhangi bir eksiklik hissetmedim. Gerçekten düşündükçe heyecanlandığım bir kitap oldu ve Anlaşma gibi bu kitabı da çerezlik ihtiyacım olursa tekrar okuyabilirim. Eline sağlık sevgili yazarım, yine döktürmüşsün 💕


Kitabın sonunda ise öyle bir cümle vardı ki, resmen kafamıza geldi. Böyle bir bomba ile kitabı bitirmek kesinlikle haksızlık diye isyan ettim istemsizce. Her yönüyle çok sevdiğim bu kitap, Off-Campus'teki -ilkine çok yakın- ikinci en sevdiğim kitap oldu. 🥰

Off-Campus Serisi Yorumlarım:
2. Hata
4. Hedef

Yazar: Elle Kennedy     Çevirmen: Tuba Özkat      Yayınevi: Yabancı

 Sayfa Sayısı: 400      GoodReads Puanı: 4.26

 

Hata (Off-Campus #2) - Kitap Yorumu

O birden fazla alanda tam bir oyuncuydu…
Ama bu defa onu bekleyen, çok sıkı bir oyundu…

 John Logan istediği her kızı tavlayabilirdi. Bu hokey yıldızı için hayat, partiler ve tek gecelik ilişkilerden ibaret gibiydi ama baştan çıkarıcı gülüşünün ve rahat tavırlarının ardında mezuniyet sonrası hayatı ile ilgili giderek artan bir umutsuzluk yatıyordu. Birinci sınıf öğrencisi Grace Ivers ile yaşadıkları seksi bir karşılaşma, Logan'ın tam da aradığı şeydi fakat düşüncesizce yapılan bir hata Grace'i ondan uzaklaştırdığında, Logan'ın tek bir amacı kalmıştı; ikinci bir şansı hak ettiğine Grace'i inandırmak. Pek de gösterişli denemeyecek ilk senenin ardından Grace, Briar Üniversitesi'ne daha olgun, daha akıllı ve kendisini küçük düşüren kibirli hokey oyuncusunu kesinlikle unutmuş olarak geri dönmüştü. O artık, ilk buluştuklarındaki naif kız değildi ve kimsenin acımasına ihtiyacı yoktu. Eğer Logan onun hokey oyuncularına hayran diğer kızlar gibi sırtüstü yatıp ona yalvaracağını sanıyorduysa, çok yanılıyordu. Logan onu geri mi istiyordu? O zaman bunun için uğraşması gerekecekti. Bu defa ipler Grace'in elindeydi... ve Grace onu çıldırtmaya kararlıydı.
Merhabalaar! Fazlasıyla ertelenmiş Off-Campus serisi yorumlarıma devam ediyorum. Anlaşma'dan sonra bir gazla Hata'ya başladım ve bu kitabı da çok sevdim! Ama kitaptaki romantizmi Anlaşma kadar sevemedim maalesef. Logan'ı çok sevsem de Grace'in boşboğazlığı ve saçmalamaları bana utanç verici geldi. Biraz özgüvensiz olması ve başkalarının gölgesinde yaşaması, bu derece silik bir karakter olarak kitabın başrolü olmasından çok hoşlanmadım. Aşk, aşktır tabii ki ama Grace her kendisiyle ilgilenen erkeğe düşebilecek gibiyken Logan'ın Grace'te tam olarak ne bulduğunu pek iyi açıklayamamış yazar. Ayrıca Logan sevdiğim bir karakter olsa da Grace ile tanışma sahneleri, gerçekten bayağı bir soğuttu beni. Sonra yine içine aldı tabii kitap, akıcıydı ve eğlenceliydi ama bir şeyler eksikti işte.

Bu arada yorumumda kitabın içeriğinden bahsediyor olabilirim, o yüzden bu konuda hassasiyetiniz varsa devamını okumayın derim 💘

Bir de her kitapta bir 'ayrılık dönemi' tarzı bir mutlu son öncesi geçiş fazı koymayı aklına koymuş belli ki yazar. Ben bu kitaptaki geçiş fazını çok sevmedim. Grace abarttı sanki durumu, sonrasında da çok fazla naz yaptı, beni bayağı bir yordu yani. Çocuk aklında biri varken seninle ilgilendi diye suçlu mu yani? Kocaman bir insan olarak çocuğun ilk görüşte kendisine aşık olup aklından her şeyin silinmesini beklemesi biraz abartıydı. Hannah'yı unut öyle gel de o zaman yani sanki Logan ömrünün sonuna kadar Hannah ile Garrett'ı izleyecek âşık âşık. Yordu yani.


Şunu söylemeliyim ki bir romantik kitapta okuduğum karakterleri başka bir kitapta yan karakter olarak görmekten hoşlanmıyorum. Normalde onları ne kadar seviyor olsam da başka bir kitapta, başkasının gözünden görünce soğuyorum. Hannah'yı hiç sevemedim bu kitapta. Logan'ın ona olan ilgisi garipti ama Hannah'nın dünyanın en zekice keşfini yapmış gibi aslında ilgisinin ona değil de bir ilişki bulmaya yönelik olduğunu söylemesi, herkesin de 'aa gerçekten de öyle vay be' diye kabullenmesi biraz zırvalıktı doğrusu. 

Ayrıca Logan'ın babasını yıllardır bir rezalet olup tam da olması gerektiği zamanda çat diye düzelip adam olması neydi öyle ya? Tamam romantik kitaplarda çok mantık aramıyoruz da, kurgunun temellerine biraz özen gösterilmesini beklerim yine de. Mucize okumak istesem kutsal kitapları irdelerim zaten. Bu kitapta böyle bir eksik bulduğum için çook kararsız kalarak 1 puan kırdım. Pişman değilim ama bu kitabı da çok seviyorum, bunu da tekrar söylemeden geçmeyim. Öyle ki, bu biter bitmez üçüncü kitaba atladım direkt 😋

Peki siz bu seriyi okudunuz mu, en sevdiğiniz kitabı hangisi oldu? 💖

Off-Campus Serisi Yorumlarım:
2. Hata
3. Hesaplaşma
4. Hedef
Yazar: Elle Kennedy     Çevirmen: Tuba Özkat      Yayınevi: Yabancı

 Sayfa Sayısı: 376      GoodReads Puanı: 4.11


Anlaşma (Off-Campus #1) - Kitap Yorumu

"Okulun kötü çocuğuyla anlaşmak üzereydi ve işler fena halde karışacaktı..."

Hannah Wells onu baştan çıkaracak birini sonunda bulmuştu. Hayatındaki diğer her şey konusunda son derece kendisine güvenmesine rağmen, konu seks ve arzulara geldiğinde boş çuvaldan farkı yoktu. Hoşlandığı adamın dikkatini çekmek için sinir bozucu, çocuksu ve kendini beğenmiş hokey takımı kaptanına özel ders verip onunla çıkıyormuş gibi davranmak zorunda kalsa da, bunu yapmaya kararlıydı.

Garrett Graham'ın tek istediği mezun olduktan sonra profesyonel hokey oyuncusu olmaktı, ancak düşen ortalaması, uğruna çalıştığı her şeyi tehdit ediyordu. Eğer alaycı bir esmer güzelinin başka bir adamı kıskandırmasına yardım etmek takımdaki pozisyonunu garanti altına alacaksa buna katlanırdı. Fakat beklenmedik bir öpücük her ikisini de daha önce yaşamadıkları bir arzu yolculuğuna sürüklediğinde, Garrett numara yapmanın hiçbir işe yaramayacağını anlamıştı. Şimdi sadece Hannah'yı aradığı adamın kendisine çok benzediğine ikna etmeliydi.
Herkese merhaba! Size görünce benim de en başta yaptığım gibi yüzünüzü buruşturacağınız bir serinin ilk kitabıyla geldim: Anlaşma. Şu kapağı görünce 'meh okunmaz' diye düşünüyor olabilirsiniz. Ben de yıllardır suratına bile bakmıyordum sağda solda görsem de. Ama son zamanlarda sürekli Off-Campus paylaşımlarına denk gelmem ve Mihri'nin de ısrarlarıyla ben de seriye bir şans vermeye karar verdim. İyi ki o şansı vermişim. 

(Hannah ve Garrett birbirlerinden hoşlanmıyormuş gibi yaparken)

Kapakları çok rezil olmasına rağmen kitabın için çok çok eğlenceli ve bir o kadar da tatlıydı. Özellikle okuma tıkanıklığına falan girdiyseniz, elinizin ilk gideceği çerezlik kitaplardan olabilir bu seri. Elle Kennedy gerçekten okurlarını nasıl eğlendireceğini iyi biliyor. Elimden bırakamayıp bir çırpıda bitirmemin yanı sıra daha hop bitti bir yorum girseydim demeden kendimi ikinci kitaba başlamışken buldum, sonra da 3... Açıkçası bu yüzden bir aydır bu serinin yorumlarını bir türlü giremedim, o kadar arka arkaya okudum ki hepsi benim için bir haline geldi resmen. O yüzden o ilk baştaki duygularımı ve detaylara olan yorumlarımı kaybettim ama yine de bu kadar sevdiğim bir seriyi paylaşmamak haksızlık olurdu. 

Ayrıca şu diğer kapak serisine ve renklerin güzelliğine bakar mısınız? Yabancı yayınları bu kapakları kullanırken ne düşünüyordu gerçekten merak ediyorum...

Anlaşma'ya dair tek eleştirim sona doğru eee yeter be uzattınız ama hislerinizi kabul edip kavuşun artık hemen diye isyan etmiş olmamdı. Ama bunun için puan kırmadım çünkü bitince de 'keşke biraz daha uzun olsaydı' demeden edemedim. Bu arada serideki her bir kitap başka bir karakterin aşk hayatını konu alıyor ve çoğu kişi gibi benim de favorim Anlaşma oldu. Ama diğerlerinden de çok sevdiklerim var ve sırayla hepsini okuyun bence 😍 Zaten Off-Campus adı da -tahminimce- serinin kampüsün dışında (Amerika'da kampüsteki yurtlar/lojmanlar yerine kampüs dışında yaşamaya off-campus housing deniyor) bir evde yaşayan 4 buz hokeyci erkeğin aşk hayatlarının konu alınmasından geliyor. Bence Anlaşma serinin en romantizm ağırlıklı kitabıydı, diğerleri biraz daha cinsellik bazlı ilişkilerdi sanki -eleştiri değil, gözlem- ve söylemeden de geçemeyeceğim, seri bir yeni-yetişkin serisine göre bile üst düzeyde yetişkin içeriğe sahip, okuyup/okumamayı ona göre seçmenizi tavsiye ederim. 


Bu kitapta Garrett Graham (bu arada gerçekten de Garrett Graham diye bir Amerikan futbol oyuncusu olması tesadüf mü bir esin kaynağı mı acaba 😄) gerçekten bir doğa harikasıydı. Hem takımına ve profesyonelliğine verdiği değer hem de Hannah'ya bu derece itinayla yaklaşması gerçekten çok tatlıydı. Hannah'ya çok bayılmasam da Garrett hatrına bu kitabın birkaç kez daha okunabilitesi var kesinlikle. Çerezlik bir yeni yetişkin-romantik kitabı okuyasınız gelirse, Off-Campus rahatlıkla ilk tercihiniz olabilir bence 💃💙

Off-Campus Serisi Yorumlarım:
2. Hata
3. Hesaplaşma
4. Hedef
Yazar: Elle Kennedy     Çevirmen: Hanife Albayrak      Yayınevi: Yabancı

 Sayfa Sayısı: 448      GoodReads Puanı: 4.28

Tutsak (Kraliçe #3) - Kitap Yorumu

 

HARİKALAR DİYARI’NDAN KAÇIŞ YOK

İKİMİZ DE DOĞDUĞUMUZDAN BERİ
TUTSAK OLMAKTAN KORKMUŞTUK.

Mezuniyet balosunda korkunç bir savaştan sağ kurtulan Alyssa yeni bir bakış açısı kazanmıştır: Hem iki dünyasını hem de sevdiği insanlar ile yeraltılıları kurtaracaktır. Ancak bu, Kraliçe Kızıl’la irade savaşına girmesini gerektirmektedir. Üstelik tavşan deliği artık kapalıdır ve Alyssa, Yeraltı Diyarı’na girmek için paralel bir boyut olan ayna dünyasından geçmek, mutasyona uğramış yeraltı kaçaklarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Çok ses getiren Kraliçe serisinin son kitabında Alyssa ve babası, Alyssa’nın annesini bulmak ve her şeyi yoluna koymak için büyünün ve kargaşanın göbeğine doğru yola çıkarlar. Jeb ve Morpheus’la birlikte, Yeraltı Diyarı’nı tutsak olduğu çürüme ve yıkımdan kurtarmaları gerekmektedir. Başarılı olup bu savaştan hep birlikte sağ çıksalar bile herkes umduğu mutlu sona kavuşabilecek midir?

Herkese merhaba! Yine bir seriye veda ediyorum ve aynı anda hissettiğim öyle çok şey var ki içimden taşacaklarmış gibi hissediyorum. Ama bu hisleri kelimelere dökmek de ayrı bir zor.



 

Öncelikle fark ettim ki, artık benim midem aşk üçgenlerini kaldırmıyor. Her şeye sahip olmayı isteyen karakterin bencilliğini ama aynı zamanda çaresiz hissetmesini ve kendisinin yalnızca bir seçenek olduğunun farkında olan karakterlerin hayal kırıklığını bir arada hissetmek bana çok fazla geldi ve kalbim kırılıyor. Artık benden geçmiş herhalde, özellikle bu kitabın sonunda yapılan seçimlerden iyice rahatsız oldum. Karakterler haklı değillerdi, yazar iyi temellendirememişti bence ve maalesef ki ikna olmadım. Karakterlerin geleceklerini okumak benim hep kalbime dokunur ve kalbime dokunan şeylerden pek hazzetmem, bu yüzden kitabın “SON” kısmından çok etkilendim ve moralim çok bozuldu.



Bunun dışında, kitabın kurgusu yine seriye yakışacak şekilde muhteşemdi bence. Yazarın elinde bunca malzeme varken kurguya yeni yeni fantastik detaylar eklemesine bayıldım ve yer yer beni gerçekten çok etkileyen olaylar oldu. Söylememe gerek yoktur sanırım ama Morpheus yine muhteşemdi, her zamanki gibi kalbimizi alevlendirdi, eritti, yok etti. O olmasa bütün bu seride ne kalırdı gerçekten bilmiyorum. 


Spoiler Uyarısı

Bir yazarın aşk üçgeni yapıp da, sonunda ortadaki karakteri iki kişiyle de endgame yapması dünyanın en berbat kitap sonu bence. İkinci kitapta sinyallerini alsak da ben bunu yapacağına ihtimal vermemiştim yazarın... ama gerçekten de yaptı. Alyssa'nın fedakarlığı ne oldu peki burada? Yeryüzünde sevdiği insanlarla bir ömür geçirdi, sonra yeraltına inip diğer aşkıyla sonsuza kadar oraya hükmetmeye başladı. Hem Jeb (özellikle Jeb) hem Morpheus kendilerinden taviz verip fedakarlık yaparken çoğu şeyin sorumlusu Alyssa istediği her şeye öylece sahip oldu. Eh, bayağı kötü ve bayat bir sondu. Yazar herkesi mutlu etmeye çalışırken batırmış bence.

Ama bu kitapta HerhangiBirYer'i çok sevdim ve Jeb'in yeni yeteneğini ve güç sarhoşu olması detaylarına da ayrı bir bayıldım. Yazar gerçekten yaratıcı ama keşke olayları kurgulamakta da daha başarılı olsaydı. Alyssa'nın iki sevgili karakterimizle endgame olmasının da puan kırmamda büyük etkisi vardı. 

Spoilerlı İçerik Bitti

 



Çeviri rezaletinden dolayı sık sık kriz geçirip kitabı fırlattığım oldu ve elime alasım da gelmiyordu çünkü okuduğum şeyin ne kadarının yazarın sözleri olduğu meçhuldü resmen. Çeviri yüzünden de olsa kitabın akıcılığı ciddi bir şekilde darbe almıştı ve birçok yerde okuduğumu anlayamamak, kurguyla bağdaştıramamak hevesimi bayağı bir kırdığı için üzülerek puan kırdım.

Hataların birçoğu okuyanın “aa bunu yanlış yazmışlar” diyeceği şekilde değil de “hmm böyle bir olay mı olmuş, ben unutmuşum heralde” diyeceği veya direkt olduğu gibi kabulleneceği şekilde (yanlış anlaşılmalara sebep olup kurguyu değiştirecek şekilde) idi ve yazarın emeğini çöp etmişti. Eğer önceki kitapları biraz unuttuysanız muhtemelen hatayı fark etmeyip yazıldığı gibi kabulleneceksiniz ve bu gerçekten çok rahatsız edici. Bunun dışında Google çevirinin daha iyi çevireceği birebir çevrilmiş komik ve rezil cümlelerle doluydu kitap. Üstüne bir de kitaptaki terimler önceki kitaplarda kullanılanlardan farklı çevrildiği için dönüp dönüp bu neydi diye düşünmem gerekti ve “berbat çeviri” tanımı için gereken her şeye sahip olmuş olduk. 

Bunun suçu tamamen çevirmenin değil tabii ki, bir o kadar da yayınevinin bana kalırsa. Çevirmen elinden geleni yapar ve yayınevi düzenler. Ama belli ki bu aralar Pegasus batışta ve kaliteye önem vermiyor. Böyle kalitesiz bir kitabın da öncekilerin iki katı fiyatına satılması her şeyin kanıtı sanırım. Hangi yayınevine favorim desem rezil ediyorlar beni. Pegasus yeni Dex'imiz oldu, hayırlı olsun...

 

Kraliçe Serisi yorumlarım:
0.5 - Alice the Absent
3.5- Untamed
Yazar: A.G. Howard     Çevirmen: Nilay Kaya     Yayınevi: Pegasus

 Sayfa Sayısı: 424      GoodReads Puanı: 4.20

10 Mayıs 2021 Pazartesi

Şapkacı (Kraliçe #2) - Kitap Yorumu

Aynaların İçinde Bambaşka Bir Dünya Var!

Alyssa Gardner tavşan deliğinden inmiş, Kızıl Krallık'ın tacını almış ve Harikalar Diyarı'nın kraliçesi olmuştur. Aşık olduğu çocuğun hayatını kurtarmış ve sinir bozucu derecede çekici olan Morpheus'un, başına açtığı belalardan kaçmıştır. Şimdi tek yapması gereken liseden mezun olmaktır. Tabii akıl hastanesinden yeni çıkan aşırı korumacı annesi olmasa bunu yapması kolaylaşacaktır. Hatta gizemli Morpheus bir gün okuluna gelip karanlık Harikalar Diyarı'nda tehlikeli bir maceraya atılması için aklını çelmeye çalışmasa çok daha kolaylaşacaktır.

İki dünyası çarpışıp Harikalar Diyarı'nın büyüleyici vahşiliği “gerçek” hayatını istila etmeye başladığında Alyssa ya iki dünya arasında dengeyi sağlayacak ya da sevdiği her şeyi kaybedecektir…

 
Herkese merhaba! Yine bir Harikalar Diyarı tarafından ele geçirildim ve seriye kaptırdım gidiyorum. Şapkacı'da olaylar, hiç beklemediğim şekilde gelişti. Ben yine hikayeden kopamadım, maceraya kendimi kaptırdım ama benim gibi ilk kitaba ve Howard'ın fantastik dünyasına aşık olmadıysanız, muhtemelen bu kitabı daha az seversiniz. Çünkü kitap boyunca bir aksiyon olsa da, çoğunlukla işler sarpa sarıyor ve düğümler çok yavaş çözülüyor, şöyle bir çekilip uzaktan baktığınızda aslında kurguda ancak bir arpa boyu yol kat ettiğinizi fark ediyorsunuz. 

 

Tanıtım
İlk kitabın sonundan sonra Morpheus geri çekilip Alyssa'nın Jeb'le yeryüzünde mutlu sona ulaşmasına izin verecek mi sanmıştınız? Eh, yanıldınız. Bu kitabın başında Jeb ve Alyssa bir yıldır insan dünyasında beraberler ve tabii ki Jeb'in Harikalar Diyarı'na dair hiçbir anısı yok, dolayısıyla Alyssa'nın diğer yarısına ve Morpheus'a dair de bir fikri yok. Alyssa bir yandan Jeb'e karşı tamamen dürüst olamamanın vicdani rahatsızlığıyla uğraşırken diğer yandan da rüyalarına girerek gecelerine rahat vermeyen Morpheus ile uğraşıyor. Morpheus, ona Kızıl'ın Harikalar Diyarı'nı içten içe çürüterek mahvettiğini ve bu savaşta Alyssa'nın önderlik etmesi gerektiğini söyleyip duruyor ama bu durum her ne kadar Alyssa'nın içini yiyip bitirse de, Alyssa artık Morpheus'un ne kadar güvenilmez olduğunun farkında ve yalan söylediğine inanmaya çalışarak onu göz ardı ediyor. Ta ki Morpheus bir değişim programı öğrencisi olan M olarak lisesine kayıt yaptırana kadar... ve Harikalar Diyarı, yeryüzüne taşınıyor.



Spoiler İçerir
Bu kitabın benim için en beklenmedik kısmı, asla Harikalar Diyarı'na gitmemiş olmamız! Bu sefer gerçekten de -ironik bir şekilde- yeryüzündekiler yeraltına gitmedi de yeraltındakiler yeryüzüne geldi. Bu beni biraz hayal kırıklığına uğrattı doğrusu çünkü kitap boyunca ne zaman tavşan deliğinden atlayacağız diye bekledim durdum. Savaşın yeryüzünde olması değişikti ama yazar güzel kurgulamış o yüzden eksiklik hissetmedim. Bir diğer beklenmedik kısım ise, ee biz hâlâ Jeb'e aşığız, hâlâ aramız iyi? Gerçekten de Morph'la olmak için bir sonraki hayatımızı mı bekleyeceğiz?! Bütün o fanartlar, yalnızca bir fanteziyi, bir hayali mi yansıtıyordu? Gerçekten Tutsak'ı hemen okumak istememin sebebi, tamamen bunu görmek.

Yanlış anlamayın, sadece işlerin nereye gideceğini merak ediyorum, hemen Morph'la olmasını da istiyor muyum emin değilim. Tabii ki, elimde değil, ne kadar pislik yapıp kötü adam ünvanını sonuna kadar hak etse de, ben Morpheus'u seviyorum ve onun takımındayım. Ama bu kitapta Jeb-Alyssa ilişkisi o kadar samimiydi ki, onların ayrılmasına da gönlüm el vermiyor. Alyssa Morpheus'a karşı içgüdüsel olarak ne hissederse hissetsin gerçekten de Jeb'e aşık ve onu seçti. Birden fazla kez bu seçimi yaptı ama tabii ki Morpheus bu seçimi ne kabulleniyor, ne de ona saygı duyuyor. Yani Morpheus, eh, Morpheus olmasaydı, pekala bir sapık, takıntılı takipçi de olabilirmiş. Alyssa ona geleceği vadetse bile bununla yetinmeyip Jeb ile ilişkisini mahvetmek için elinden geleni ardına koymadı. Biraz kızmadım değil... ama ona kızgın kalmak o kadar zor ki! Demek istediğim, şu kurnaz bakışlara, şu yarım gülüşe bakın! Morpheus İkna gücü olduğunu söylerken yalan söylemediğine eminim, nitekim Alyssa onun gücünün zehir olduğunu söylerken de pekâlâ sözlerinde fark ettiğinden daha fazla doğruluk payı olabilir.


Birçok aşk üçgeninin aksine, Alyssa kararsız bir kız değil. O her fırsatta Jeb'i seçti, bu kadar. Bunu kabullenemeyen bizleriz -ve Morpheus-. Morpheus'a karşı hisleri olsa da, içgüdüleri kendisini ona doğru çekse de o seçiminde kararlı davranmaya çalıştı. Gelecekte Morph ile olacağını görünce de bunu kabullendi ama ilişkisine sadık kaldı. Jeb'e karşı aman benimle ilgilenmiyor, işiyle ilgileniyor diye nankörlük yapmasına, bu derece ilgiye aç olmasına ve bir şeylerin kıymetini ancak kaybedince anlamasına gerçekten çok sinirlensem de, Morpheus'a her ters davrandığında saçlarını yolmak istesem de, büyük resmen bakınca o kadar yüklenemiyorum Alyssa'ya. Bir tarafını arkada bırakmış hissetse bile verdiği kararda ısrar ediyor ama yeraltı -ve Morph- bir türlü peşini bırakmıyor, ne yapabilir ki? Gerçek aşkını ve yeryüzünde yaşama isteğini bir kenara bırakıp teslim olup yeraltına mı dönsün? Evet, benim istediğim bu ama güçlü bir karakterin yapacağı şey bu olmamalıydı, o yüzden şu an için sinirlenmeyi bırakıp akışına bırakıyorum kitabı ve yolun sonunda nerede olacağız çok merak ediyorum. 

 

Kitaptaki detaylara girersem işin içinden asla çıkamayabilirim diye korkuyorum, fantastik boyutlarda o kadar çok olay oldu ve öyle çok şey açığa çıktı ki! Yine Morpheus tarafından ölümüne kandırıldık, artık şaşırmamam lazım, gerçekten Morpheus'un ağzından çıkan 10 şeyden 9'u yalan. Yine de kendimi hep ona güvenirken buluyorum ve Alyssa ona güvenmeyince de sinirleniyorum. Alyssa bile benden zeki, bu kitap bana bazen kendimi kötü hissettiriyor 😄 Alison'ın aslında bunca zamandır rol yapıyor olup aslında Morpheus ile çalışmasına bayıldım! Anne-kız beraberca Morpheus'a göz devirmeleri aşırı komikti. Ayrıca Thomas hakkında arka arkaya ortaya çıkan gerçekleri ise şok içinde okudum. İkinci Kız Kardeş'in psikopatça eğilimlerini bir sonraki kitapta yok edebilmelerini umuyorum. Çocuk hırsızlığına hayır ya!!

Ayrıca bu kitapta varlığını öğrendiğimiz HerhangiBirYer de harika bir ayrıntı olmuş. Harikalar Diyarı'ndan daha manyakça bir yer mi? Evet, lütfen! Umarım yazar burayı yalnızca bir isim olarak bırakmaz da son kitapta -veya novellada- daha çok keşfedebilme şansımız olur. Neşiller tarafından yutulup buradan reddedilen her şeyin mutasyonlu olarak dönmesi olayı da benim için çok orijinal bir ayrıntıydı. Ve Kızıl'ın manyaklar gibi neşilin içine atlamasıyla -artık Morpheus'a acımıyorum, güçlü bir çocuk o- bu hikayede yanan yine Jeb oldu. Bir an için mutant bir şekilde geri dönmelerini bekledim -yani Allah bilir nasıl olurlardı, çok çılgınca olurdu- ama orada kalmaları da bize bir sonraki kitapta bol bol macera olacağını gösteriyor, o yüzden bu da kabulüm. Alison'ın Harikalar Diyarı'na çekilişinden çok endişeli değilim, o işini bilir gibi geliyor bana ama onca zaman geçmesine rağmen dönmemiş olması yerlatında da işlerin bayağı bir karıştığını gösteriyor.


Ve en önemlisi, Alyssa artık korktuğu yerde... ama hiç korkmuyor! Çünkü bir şekilde, az buçuk kafayı sıyırarak, o da akıl hastanesine ait olmuş oldu. Yine de özel olarak deli taklidi yapmasına ne kadar gerek vardı bilmiyorum. Zaten tıkılmışsın oraya, daha da korkutmasana milleti!? Her neyse, sonunda babasını da alıp hatıralar trenine götürmesi çok da hoşuma gitmedi doğrusu, sonuçta hatırlayacağı şeylerin hiçbiri güzel anılar olmayacak, hatta Alyssa'nın kabuslarından bile daha korkunç olacak, annesi bunu garanti etmişti. Yani babasını kahredecek hatıraları hatırlamaya mahkum ederek bencilce bir şey yapmıyorsa ne yapıyor bilmiyorum. Tek başına halletmenin bir yolunu bulmalıydı bence ama bakalım, yazar bu şekilde kurguladığına göre belki anılar babasını o kadar da kötü etkilemeyecektir.

Spoiler Bitti

Vay be, öyle dolu bir kitaptı ki çok az şeyden bahsedebilmiş olmama rağmen fazlaca uzun bir yorum oldu. Eh, öyleyse bir sonraki yorumda görüşmek üzere diyelim, hoşçakalın!

Kraliçe Serisi yorumlarım:
0.5 - Alice the Absent
3.5- Untamed
Yazar: A.G. Howard     Çevirmen: Onur Kınacı Birler     Yayınevi: Pegasus

 Sayfa Sayısı: 416      GoodReads Puanı: 4.21


Bu kitap için de bir Alis şarkısı seçmesem olmazdı :)