Nora'nın Kitaplığı : Yeniay (Alacakaranlık #2) - Kitap Yorumu

19 Mart 2019 Salı

Yeniay (Alacakaranlık #2) - Kitap Yorumu


Edward ve Cullen Ailesi’nin diğer üyeleri Bella’nın doğum günü için bir parti verirler, fakat Bella ısrarla karşı çıkar. Çünkü ortada büyük bir sorun vardır; Edward sonsuza dek genç kalacaktır, peki ya Bella? Kâbuslar, sırlar, imkânsızlıklar, seçimler ve kararlar... Bella ve 
Edward’ı yine zorlu bir mücadele bekliyor.


Hız kesmeden devam ettiğim Alacakaranlık Nostalji Kuşağı serimde sıra Yeniay'a geldi. Peki tamam, size pek de hız kesmemişim gibi gelmemiş olabilir ama aslında bu kitabı bitireli çok oldu hatta seriyi de çoktan bitirdim. Maalesef  yorumları biraz geciktirdim fakat kimsenin artık Alacakaranlık yorumlarını dört gözle bekleyeceğini düşünmediğim için bekletmekte sorun görmedim aslında. Haksız mıyım?...

Bu kitabı okurken sürekli düşündüğüm şey keşke bu kitabı ortaokul, lise çağlarımda okusaymışım oldu. Tabii ki o yaşlara hitap ettiğini biliyorum zaten ama kitabı okurken sürekli olarak o zaman okusam çok eğleneceğimi fark ettiğim kısımlar oldu. Şu an ise biraz bayat geliyor doğrusu, zaten bildiğim bir hikaye ve üstüne birçok benzeri çıkmış bir kitap benim için. Ne var ki haksızlık etmek istemiyorum, şu an ne zaman adı geçse çoğumuz göz deviriyoruz fakat zamanında kitaplarının da filmlerinin de bağımlısı değil miydik? Sizi bilmem ama ben 7. sınıfta ilk iki filmini arka arkaya izleyişimi hatırlıyorum ve çok etkilenmiştim... Ve her ne kadar şu an gözümde bayat bir klişe olsa da o zamanlar üzerimde -ve birçok kişinin üzerinde- bıraktığı etkinin bir başarı olduğuna inanıyorum. İşte bu başarının hatrına bu seriyi artık 14 yaşlarımda okumuşum gibi yorumlamaya çalışacağım.

Ä°lgili resim

Öncelikle bu kitap Bella'dan soğuyuşumun başlangıcı oldu. İlk kitapta biraz erken konuşmuşum, neden herkes Bella'dan nefret ediyor ayol bence iyi bi' kız, diye diklenirken. Ay Bella anladık depresyondasın da, bu kadar bencil olmak zorunda mısın? Etrafındaki insanların bütün iyi niyetlerini sömürdün, kullandın, attın, sanki dünyanın merkezinde sen varmışsın gibi. Evet, yani teknik olarak bu dünyanın merkezinde sen olabilirsin ama bundan haberi olmayan biri için aşırı düşüncesiz davranışlar sergiledin. Ayrıca -tamam burada kuralları bozuyorum, 14 yaşında gibi yazmak kolay değil- filmini izlerken bu kadar fark edememiştim ama bu Edward'ın sesini duyması olayı aşırı utanç verici (yazar burada cringe kelimesini kullanmamaya çalıştı) bir olaydı bence, her şey düzeldikten sonra da aşırı normal bir şeymiş gibi unutuldu gitti. Yazarın bu bir şeyler uydurup uydurup sonra saçma da olsa açığa bile kavuşturamaması durumu beni biraz soğuttu doğrusu...

Ama bu kitapta bol bol Jacob vardı! Bir Jacob fanı olarak bu durum beni memnun etse de Bella her şeyi mahvetmeyi başardığı için sırf hep Jacob var diye çok da tat aldığımı söyleyemem. Ayrıca Jacob'ın Bella'dan bu kadar küçük olması cidden gerekli bir ayrıntı mıydı çünkü bu da bana bir diğer utanç verici kısım olarak geliyor. Zaten Jacob tüm seride çocuk gibi olduğundan fanı da olsam asla ciddiye alamadım doğrusu, çabuk büyüyormuş 20 yaşında sayılırmış bilmem ne, hiç de öyle değil bence. Kitapta okuru gereksiz yere kasan ikinci bir ayrıntı da buydu bence. 

Ä°lgili resim

Tamam, kitapta az rezillik yoktu ama okurken ben hep yüzümde gülümsemeyle okumuştum. Edward'ın terk edişi beni çocukken de çok etkilemişti ve bu kitabı okurken de sürekli eski zamanlarıma döner gibi hissettim ve bu bir şekilde mutlu edici bir deneyimdi. Zaten çok akıcı bir kitap olduğundan da bahsetmeme gerek yok, herkes tahmin edebiliyordur zaten diye düşünüyorum. Durum şu ki, ben aslında bu kitabı bitirince başka seriye geçerim, buna da birkaç ay ara veririm diye düşünmüştüm. Ama kitap bittiği gibi Tutulma'ya başladım ve bunu ancak hayal meyal hatırlayabiliyorum, her şey o kadar içgüdüsel olmuş ki... Yani bu seri devam etmeye karşı koymayı oldukça zorlaştırıyor -beklenmedik bir biçimde, benim için en azından-. Hatta bir spoiler verip Tutulma'da da aynı şeyi yaşadığımı söylemek zorundayım. Ama bundan Tutulma yorumunda bahsetmeyi tercih ediyorum.

Aslında bir şekilde Yeniay benim zamanında çok etkilendiğim, bütün o iç acıtıcı duyguları hissettiren bir kurguya sahipti. Ve yıllar önce filmini izlediğim bu senaryonun şimdi de kitabını okumak bana o zamanki hatıralarımı geri getirdi ve sanırım en çok bu yüzden benim için güzel bir okuma deneyimi oldu. Gerçi bazı kısımlarda çocuklara ve gençlere bu kadar saplantılı bir aşkın özendirilmesine karşı çıksa da bu yetişkin sesimi susturdum ve kitaptaki güzel bağlılığın tadını çıkardım. Bunları göz önüne alarak neredeyse tam puan vermeye karar verdim, bahsettiğim eksileri göz ardı etmemin tek sebebi ise muhtemelen bu kitabın hedef aldığı yaşlarda olsam bunları umursamayacak hatta belki fark bile etmeyecek olmam. İşte bu kadar, bir sonraki yorumda görüşmek üzere, hoşça kalın!


Alacakaranlık Efsanesi Serisi Yorumlarım:

Yayınevi: Epsilon     Yazar: Stephenie Meyer     Sayfa Sayısı: 440
GoodReads Puanı: 3,53    Çevirmen: Öncü Saraç Tüzüner


Bu kitaba bu şarkıyı adadım. Bella'dan Jacob'a :) 

2 yorum :

  1. Alacakaranlık serisi... Benim kitap okumama sebep olan biricik seri. (Evet okumayı biraz geç sevdim. *-* Çok küçükten okumaya başlayan şanslılardan değildim.) Yine de, ben seriyi okuyalı dokuz sene olmuş sanırım, vay be.
    Yalnız kitabı o zamanlar acayip seviyordum, o yüzden yorumuna objektif bakamıyorum sanırım. (Fangirl olma Febo, sakin ol..) Kitapları çok hatırladığım da söylenemez. Film konusunda.. Bana göre serideki sinemaya en güzel şekilde uyarlanan kitap bu. ^^ En güzel film Yeni Ay'dı. Sence?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Objektif bakamamanı gayet iyi anlıyorum, ben de fangirl'ü olduğum serilere yapılan en ufak eleştirirleri gördüğümde sinir krizi geçiriyordum :D Tabii ki benim bu eleştirilerimde bu seriyi yaşıma hitap etmezken okumamın yeri büyük. Filme gelince... Ben seriyi bitirince tüm filmleri baştan izledim ve yaklaşık 6-7 yıl önce izlediğim Alacakaranlık ve Yeni Ay bana çok kötü geldi. O zamanlar en sevdiğim Yeni Ay'dı. Ama şimdi günümüz sinema teknolojisi ile kıyaslayınca o makyajlar, efektler, oyunculuklar bana korkunç geldi :D Tutulma'dan itibaren teknoloji günümüze yaklaşmış olacak ki gittikçe daha iyi hale geldiğini düşündüm filmlerin görsellik olarak. En sevdiğim Şafak Vakti 2 oldu, kitabın üzerine yapılmış olan bazı eklemelerin de çok güzel olduğunu düşündüm :)

      Sil