Nora'nın Kitaplığı : Lola ve Komşu Çocuk (Anna and the French Kiss #2) - Kitap Yorumu

30 Ocak 2019 Çarşamba

Lola ve Komşu Çocuk (Anna and the French Kiss #2) - Kitap Yorumu


Geçmişinde kalan çocuk, gelecekteki aşkı olabilir mi? Henüz kendini geliştirme aşamasındaki tasarımcı Lola Nolan modaya inanmıyordu... O, kostümlere inanıyordu. Kıyafet ne kadar parıltılı, eğlenceli ve farklı, yani etkileyiciyse o kadar iyiydi. Ve Lola'nın hayatı, özellikle de seksi rockçı erkek arkadaşı varken mükemmele gayet yakındı. Ta ki Bell ikizleri olarak da bilinen Calliope ve Cricket mahalleye tekrar taşınıp Lola'nın derinlere gömdüğünü düşündüğü acı verici geçmişini gün yüzüne çıkarana kadar.


Herkese merhaba! Şirin mi şirin bir kitapla sizlerleyim. Bu seri sayesinde hayatımda ilk defa bir seriyi sondan başa doğru okumuş oldum. Aslında Lola bana 2015 yılında gelmişti fakat birkaç kez başlamaya niyet ettiysem de bir türlü başlayamamıştım. Sonra, çok sıkışık bir zamanımda Isla'nın blog turunu yapmaya karar vermiştik ve Lola'yı okumaya vakit bulamadan Isla'yı okumam gerekmişti. Belki hatırlarsınız, pek de beğenmemiştim (Isla ve Mutlu Son yorumum). Dolayısıyla uzunca bir süre Lola'yı okumak aklımdan bile geçmemişti. Ah, bu arada Anna -yani ilk kitap- henüz piyasada değildi, en azından Yabancı Yayınları tarafından. O sırada Arunas Yayıncılık o kitabı Paris'te Aşk adıyla yayınlıyordu -ve bende yoktu. Geçen gün, her nasılsa bir anda kendimi Lola'ya başlarken buldum. Beklenmedik ama eğlenceliydi, basit bir romantizm kitabı okumak son zamanlarda ihtiyacım olan bir şeydi sanırım ve bu kitap bu ihtiyacı tamamen karşıladı.

Bu arada bu kitaba bayıldım! Orjinal karakterler ve renkli hayatları beni çok eğlendirdi. Az sonra yapacağım uzun eleştiriyi okurken de bunu aklınızda bulundurmanızı isterim. Çünkü kitapta hoşuma gitmeyen şeylere rağmen toplamda baktığımızda eğlenceli okunmaya değer buldum. İşte okurken beni rahatsız eden iki unsur:

1. Olay. Yok.

Spoiler içerir. Romantizmi konu alan bir young-adult olarak iki karakterin kitabın sonuna kadar mutlu son için çırpınıp ancak sonunda beraber olabilmeleri anlaşılır bir durum. Fakat genelde kitabın bir olayı olur ve bu olaylar yaşanırken bir yandan da karakterler arasındaki ilişki ilerler. Bu kitap yalnızca kızın rutin hayatının içine bir anda eski aşkının gelmesi ve kızın sevgilisinden ısrarla ayrılmaması, ayrılmaması, -bu arada çocukla birkaç kez karşılaşmaları-, sonra bir anda ayrılması ve eski aşkıyla görüşmeleri, görüşmeleri, kitabın sonunda da artık ayrılığın üzerinden yeterince zaman geçtiğine karar verip sevgili olmaları. Spoiler Sonu.

Hadi ama... Resmen tüm kitap 1 cümleyle özetlenebiliyor ve cümlenin yarısı tekrarlanan kelimeler. Olay bakımından fazlasıyla yavan kalmış bir kitaptı -ve saçma klişeleri falan olaydan saymıyorum- 200. sayfaya geldiğimde 50. sayfanın üzerine neredeyse hiçbir şey eklenmemiş olduğunu fark ettim. Bu yüzden çerezlik kitaplar kategorisinde harika olsa da bundan ileriye gidemeyecek benim için.

2. Aşk Üçgeni Saçmalıkları

Yoruldum artık şu aynı anda iki erkeğe aşık olabilen kız modelinden. Yok öyle bir dünya ve aslında kime aşık olduğunun tüm dünya farkında iken kızın sanki iki kefe de aynı ağırlıktaymış gibi davranması beni çıldırtıyor. Ayrıca gerçekten aşık olmadığı kişiyi de salak yerine koyup kullanmaları ama buna rağmen ağlayan, mağdur, iyi kız rolü kesmeleri de. Ayıp ayıp.

Spoiler içerir. Hayır yani kız da biliyor kime aşık olduğunu ama sırf o iş iyi gitmezse diye her şey kesinleşene kadar sevgilisinden ayrılmıyor. Bir kere başka bir erkeğe aşık olma ihtimalin bile varsa sevgilini sevmiyorsun demektir. Ki ilişkin varken başka bir erkeğe aşık oluyorsan sevgilinden ayrıl bari, hiçbir şey yaşanmasa da bu bir çeşit aldatma sayılır bence ve bunu yapan tarafın saf ayağına yatması da beni deli ediyor böyle aşk üçgeni içeren kitaplarda. Bir de yazarın kızı çok suçlamayalım diye Max'i sonradan kötü göstermeye başlaması çabasını çok acınası ve belirgin buldum. Kitabın başında melek ama Cricket gelince birden bütün kötü özellikleri ortaya çıkıyor. Aynen. Spoiler Bitti.



Evet, bu iki unsur beni delirtti doğrusu ama bir yandan da kitaptaki her karakterin ayrı bir rengi olduğunu hissetmek, özellikle Lola'nın kostüm olayı ve Cricket'in eline yazdığı yazılar, ah tabii bir de Cricket'in aşırı düşünceli, iyi kalpli ve karşısındakine çok değer verdiğini gösteren davranışlarının içimi ısıtması bu rahatsız olduğum kısımları eritti gitti. Evet Cricket bir badboy değil, aşırı yakışıklı-kaslı bir yarı-tanrı falan değil ve bu da bir şekilde benim için kitaba ayrı bir boyut kattı. Evet, bu kusursuz karakterleri çok severdim ama artık yorulmadık mı sizce de egoist-çok yakışıklı-kaslı-kendini beğenmiş tiplerden? Cricket ise tam aksine çok çok düşünceli ve aşık tavırlarıyla ön plana çıkıyordu, her davranışı her hediyesi ayrı bir anlam içeriyordu ve Lola'yı ne kadar düşündüğünü gösteriyordu. Çok tatlıydı bence. Lola'nın renkli hayatına yakışacak kadar tatlı =)

Spoiler İçerebilir.
Ayrıca yazarın onca çabasına rağmen Max'in de bu hikayede kötü karakter olduğunu düşünmüyorum. Lola ile uyuşamadılar belki ama Lola'nın davranışlarına bakarak diyebilirim ki Lola'yıı hak ettiğinden fazla sevmiş. Ama böyle düşünmeme rağmen Max'in kitabın sonundaki sahnesine de şaşırmadım çünkü bazı insanlar, ateşe ateş ile cevap verir. Bu bir karakter meselesi, bir kendini koruma mekanizması. Aşık olduğun kız senden ayrılıyor mu, bütün ilişkiyi ateşe ver ki geri dönüşü olmasın, böylece sen de o da aklından daha kolay çıkarabilirsiniz birbirinizi. Bu tarz -çocukça, doğrusu- bir düşünceydi ve suçlanmak yerine anlaşılmayı hak ettiğini düşünüyorum. İsteyerek veya istemeyerek Lola'ya büyük bir iyilik yaptı, onu Cricket'in kollarına attı işte, daha ne istiyoruz ki.
Spoiler Sonu

Lola ve Komşu Çocuk'un şeker tadında hikayesini de böylelikle bitirmiş oldum. Artık Anna'nın kitabını da merak ediyorum, bu kitapta sevgilisiyle biraz geçtiler. Aslında tabii ki bu seriye baştan başlamak çok çok daha mantıklı o yüzden kimse benim yaptığımı yapmasın :D Bu kitabın eğlenceli ve renkli olduğunu düşünüyorum. Birkaç küçük detayın canımı sıkmasına izin vermeyeceğim. Bence kendi kategorisinde bu puanı hak ediyordu. Bir sonraki yorumda görüşmek üzere, Instagram üzerindeki çekilişe katılmayı unutmayın!



Yazar: Stephanie Perkins     Çeviri: Aslı Tümerkan   Yayınevi: Yabancı    Sayfa Sayısı: 320
Liste Fiyatı: 38 TL    GoodReads Puanı: 3.98

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder