Bu kitabın en sevdiğim kısmı tabii ki büyülü içeriği oldu, yani Ateş Sarayı. Ve en büyük hayal kırıklığım da burada daha fazla zaman geçirememiş, daha çok karakter tanıyamamış olmamızdı. Yazar gerçekten her şeyi en basit şekilde anlatmak için elinden geleni ardına koymamıştı. Sanırım bu yönelimi kitabı akıcı kıldığı şikayet etmemem gerekiyor ama isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü diyerek ben hepsini istiyorum. Detaylı da olsun, akıcı da!
Musa Zaragoza'yla ilgili pek bir şey göremedik yine, sadece rehberlik etti bize ama Artan gerçekten kitaptaki en sağlam ve eğlenceli karakterdi. Artan'ın olduğu her sahneyi keyifle okudum, benim için kitaptan zevk almamın en büyük sebeplerinden biriydi. Artan'ın teyzesinin laneti bozması da detayları pek iyi işlenememiş, oturmamış bir bölümdü ama yine de sonunda bir oh kurtuluyoruz demeden geçemedim. Lanet de lanet, yordu artık. Zaten Halid'in laneti ilk öğrendiğinde çözebilmek için her yola başvurmadığını da bu sayede görmüş olduk. Kibrinden Musa Zaragoza ile iletişime geçmeyip onca kızın ölümüne göz yummak? Tebrikler Halid! Yılın en rezil başrol erkek karakteri ödülüne aday gösterildin.
Rahim'e olanlar ise, yani üzdü sayılır ama çok etkilenmedim. Her yazarın bir kurban vermesi gerekir düşüncesinin sonucu olan bir olay olduğu çok belliydi. Despina'nın bizi ters köşelere boğması ise benim için etkileyiciydi ve okurken şaşırmadım desem yalan olur. Despina-Celal ilişkisi aşırı derecede havada kalan şeylerden birisiydi. Kitabın sonunda Tarık'ın Yasemin'e ayarlanması muhabbeti de neydi öyle ya? Eski sevgiline çöpçatanlık da yapma be Şehrazad. İlla bütün karakterler birbirini bulup mutlu olacak diye bir şey yok sonuçta, Tarık'ın pılını pırtını toplayıp Şehrazad'ın hayatından tamamen çıkmış olması gerekiyordu. Bu olayla fark ettim ki young-adult klişeleri artık beni bayıyor.
Cihangir'in kitap sonunda yarattığı drama da dünyanın en gereksiz sahnesiydi. Size o sahnenin arka planını açıklayayım: Yazar kötü karakterinin bir baba olduğunun farkında ve atsan atılmaz satsan satılmaz ben ne yapacağım bununla diye düşünüyor. Hapse atsak sonuçta Şehrazad'ın babası, babasının yıllarca altındaki hapiste eriyip gittiğini görerek mutlu sona ulaşamaz. Sürgüne yollasak da aklı hep onda kalacak. Eh, öldürelim bari. Ama bari son anında bir fedakarlık yapsın da biraz da olsa 'baba' karakterine yakışır bir son olsun. Tebrikler sevgili yazarım güvenli bölgeden çıkmayıp politik davranayım derken bayağı bayat bir sahne yazmış oldunuz siz de...
Spoiler Bitti
Bütün akıcılığı, kurgunun beklenmedik bir yön alması ve ters köşeleriyle kendini sevdirebilen bir kitap oldu Gül ve Hançer benim için. Yine de, bütün bunlara rağmen kurgudaki bayatlıklardan tam olarak arınamamıştı. Bu yüzden bir puan kırdım. Uzun zamandır bir seriye veda etmek bu kadar kolay olmamıştı. Tekrar görüşmemek üzere, sevgili serim. Hoşça kal...
Seriyi yeni görüyorum ama pek sevmemissiniz anladigim kadariyla. Belki ilk kitaplarina bir sans verilse devami da okunabilir dediginiz gibi.Elinize saglik��
YanıtlaSilteşekkürler 🥰
Sil