Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!
En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.
Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca,
Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini
anlayacaktır!
Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir
Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir
-o-
Şu an Zümrüt Yeşil'i bitirmek üzere olduğum için bu kitabı hayal meyal hatırlıyorum. Çünkü zaten toplasan en fazla 1 haftayı anlatıyor kitap. Bu yüzden bu seriyle ilgili gerçek ve uzun olacağını düşündüğüm yorumumu Zümrüt Yeşil'e bırakıyorum ve biraz bu kitaptan bahsediyorum. İlk kitap kadar akıcıydı ve onun kadar hoştu. Ama bu kitapta çoğu okuru tatmin etmeyen bir şey var: Gwendolyn-Gideon sahneleri. Spoiler vermeden yorum yapacağım bu yüzden ne olduğunu söylemeden şöyle diyebilirim: Kitabın sonunda bu konu özellikle sinirimizi bozdu "Yok daha neler ya Ünlem!1!!!bir!11!!" veya "Ayy canım Gwenny'm ya bu da yapılmaz ki bak nasıl acıdım" gibi tepkiler aldık. Zümrüt Yeşil'de açığa çıkacağını tahmin ettiğim için konunun üzerinde ben fazla durmadım ama gıcık oldum denebilir.
Kitabın son sahnesini Lucy-Paul bekliyordum ama tahmin edin kim? Paul-Gideon. Aslında oldukça hoş bir son bölüm olmuştu ve biraz da meraklandık tabii ki. Safir Mavi'yi bitiren Zümrüt Yeşil'siz yapamaz gibi geliyor bana. Belki de arka arkaya okuduğum için böyle hissetmişimdir, bilemiyorum. Şu Paul-Lucy çok hoşuma gidiyor, Gideon'dan bahsetmiyorum bile. Bu yüzden kitabın son bölümü iyiydi işte :D
Ve şu suareye gelecek olursak. Gwen biraz salaklık yaptı, doğrudur. Ama çok tatlı ve komikti o kısımda bana kalırsa, böyle hafif uçuk kafayla Memory'yi söylemeler falan, çok güldürdü beni. Aslına bakarsanız seri bildiğimiz klasik young-adult'lardan birazcık olsun farklı değil. Farklı olan şey konusu, zaman yolculuğu. Çünkü her ne kadar o upuzun seri ismi "Aşk" ile ilgili olsa da seri daha çok macera.
Bu arada filmine, kadrosuna, ya da fragmanına bakan var mı bilmiyorum. Ama tavsiye etmem, Gwen berbat en başta, Gideon pek hayallerime uymasa da fragmanda hoş sayılabilirdi. Ama film aşırı kasvetli olmuş, Ölümcül Oyuncaklar'da da aynı şeyi yaşadık. Hareketli olmaktan çok üzgün ve karamsar bir hava yayıyor, zaten Almanca olunca tüm sempati kayboldu. Belli Alman yapımı olduğu (Kitap ve film de aslında) böyle bi soğukluk var yani, apaçık ortada, her ne kadar Londra'da geçse de -ki ben niye İngiltere'de Almanca konuştuklarını anlayamadım-.
Bu kitaba kısacık bir yorum yapıp asıl yorumu son kitaba bırakıyım demiştim ama gördüğünüz gibi tutamadım kendimi yine. Neyse yeterince sıkıcı oldu biraz daha uzatırsam birileri esnemeye başlayacak, Zümrüt Yeşil'de görüşürüüüzz !! :)
Puanım: 4,5 GoodReads Puanı: 4,27
Sayfa Sayısı: 368 Yazar: Kerstin Gier Yayınevi: Pegasus
yorumuna bayıldım okuyan ve izleyen herkes seninle aynı şeyi düşünecek eminim
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilSafirmavinin fragmanı dün yayınlandı sonunda. seri bittiğinden beri sabırsızlıkla bu fragmanı bekliyordum fragman harika ilk filmdense bunun daha iyi olacağına inanıyordum ve gerçektende öyle
YanıtlaSilYalnız tr altyazı bulamadım bulursanız paylaşır mısınız?
Ben de bulamadım, ama bulursam bu postun altında paylaşırım :)
SilSafirmavinin fragmanı dün yayınlandı sonunda. seri bittiğinden beri sabırsızlıkla bu fragmanı bekliyordum fragman harika ilk filmdense bunun daha iyi olacağına inanıyordum ve gerçektende öyle
YanıtlaSilYalnız tr altyazı bulamadım bulursanız paylaşır mısınız?