Her şey mümkün. Bu sefer hayatları pahasına bir oyun başlıyor.
Emika Chen, Warcross Şampiyonası’ndan sağ çıkmayı zar zor başarmıştı. Artık Hideo’nun yeni NöroLink algoritmasının ardındaki gerçeği bildiğinden, bir zamanlar hayranlık duyduğu, kendi tarafında olduğunu sandığı kişiye güvenemiyordu.
Hideo’nun planlarını durdurmak için Emika ve Anka Süvarileri bir araya gelecekti. Fakat bilmedikleri bir şey vardı: Tokyo’nun neon ışıklı sokaklarını tehdit eden yeni bir tehlikeyle karşılaşacaklardı. Birileri Emika’nın başına ödül koymuştu ve Emika’nın hayatta kalmak için tek şansı Sıfır ve acımasız Kara Zırhlar’dı. Ancak Emika, Sıfır’ın aslında göründüğü gibi biri olmadığını çok geçmeden fark edecek ve koruması altına girmenin bir bedeli olacağını öğrenecekti.
Bir ihanet zincirinin ortasında, özgür iradenin geleceği tehlike altındayken Emika, sevdiği adamı durdurmak için ne kadar ileri gidecekti?
Herkese merhabalar! 🌸 Umarım sizler ve sevdikleriniz iyisinizdir, sağlığınız yerindedir. Bu aralar evde geçen günlerimi iyi değerlendiriyor ve bol bol okuyorum. Biliyorsunuz ki Warcross'u (ikilemenin ilk kitabı, yorumu için buraya tık) @uzakdiyarsakinleri ve katılımcı maraton grubumuzla beraber Şubat kitabı olarak okumuştuk. Sonrasında bir grup ikinci kitaptan devam etse de ben elimde olmadığı için devam edememiştim. Bu ay sonunda kitabı alıp okuma fırsatı buldum ve hazırsanız birazcık uzun bir yoruma başlıyorum 😅
Öncelikle genel bir yorum yapayım: Ben bu kitabı da çok sevdim. İlk kitaptan aşağı kalır bir yanı yoktu bence ve ilkine tam puan verdiğim için bu kitaba da tam puan verdim. Kitabın başından sonuna aksiyon hep doruktaydı ve ilk kitapta çözemediğimiz gizemlerin aslını öğrenme fırsatı bulurken bir yandan da hayatımız için savaştık Emika ile beraber 😄. Ben öçnceki kitabın sonunda olduğum gibi burada da Hideo takımındaydım dolayısıyla Emika'nın yine durup durup Hideo'nun yaptıklarından iğreniyorum moduna girmesine her zamanki gibi gıcık oldum. Hideo'nun Emika'nın asla sahip olamayacağı bir vizyona sahip olduğunu düşünüyorum, yaptıklarının sonucu gerçekten kötüye gidiyor olsaydı zaten algoritmayı durduracağına veya daha az etkili hale getireceğine emindim. Ama tabii ki yine insanlar plan yaparken Tanrı güldü ve hayatları bambaşka yönlere çekildi. Bu nasıl bir genel yorum oldu şimdi 😄 Ben yine konudan konuya atlayıp detaya indim istemeden... Ama kafamda öyle çok şey var ki! Neyse, uyarmak istiyorum ki yorumum artık her an spoiler içerebilir. O yüzden lütfen yalnızca Wildcard kitabını okuyanlar yorumu okumaya devam etsin.
Bu kitapta daha çok Sıfır'a odaklanmış olduk aslında. Sasuke'nin kaçırılma hikayesi benim ilk kitapta kalbimi çok kırmıştı ama bu kitapta olayların derinliğini iyice görmek beni resmen mahvetti artık. Kafese kapatılıp üzerinde deney yapılan insanların hikayesi beni her zaman çok etkiliyor zaten (bkz. Shadows-Lux, Mo'nun Gizemi, Mara Dyer-Bıçak Sırtı vs.) ama bir de bu deneyler ailesinden koparılan hasta bir çocuğun üstünde yapılırsa... Gerçekten kalbim acıya acıya okudum, ağladım ve hâlâ da düşündükçe midem buruluyor. Kitaptaki karakterlerin ikilemini kalbimde hissettim ve gerçekten verilmesi zor kararlar verdiler. "Sasuke yaşıyor mu?" Hâlâ cevabını tam olarak veremediğimiz soru bu. İçim acıyor, içim! Sasuke basitçe ölmüş olsa belki de hem okurlar olarak bizim için hem de Hideo için çok daha kolay olurdu sindirmesi. Dana Taylor'ın Sasuke'ye yaptıkları, bütün o acımasızlıkları ve çocuğu hapis tutup fiziksel deneylerin yanı sıra psikolojik işkence yapması, okuması en zor şeylerden biriydi benim için. Ve eminim ki birçoğumuz doktorun Sasuke'ye "ya kendi isteğinle kal ya da deneyleri Jax'ın üzerinde devam ettiririm" diyerek bir şans verdiği anda, gitmeyeceğini bile bile "nolur, nolur ayrıl, lütfen kaç buradan" diye düşünmeden edemedik. Ne diyebilirim ki, acımasız bir kitaptı.
Kitabın sonuna iyiden iyiye sinir oldum. Hideo'nun ceza çekmesine, Emika'nın kendisini Hideo'dan çok üstün görmesine... Bir de lütfeder gibi sonradan el ele görüldükleri haberini koymuş yazar kitabın sonuna. Meh! Emika hanımın sonunda mide bulantısı geçmiş mi? İşte, bu kitaptan alacağımız ders de bu: Perspektifinizi genişletip dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışırsanız dünya size böyle teşekkür eder. Peki ya algoritmanın halkları üzerinde kullanımını kabul eden bütün o ülke başkanları? Onlar da yargılanıp ceza almış mı? Yoook.....
Allah'tan NeuroLink'in bir anda dünyadan öylece silinemeyeceğini anlayıp geri döndürme çalışmalarına başladılar, yoksa kafayı yiyebilirdim. Teknolojinin geriye gitmesi görülmüş şey değil, gerçekten dandik bulurdum öyle bitseydi kitap. Algoritma öncesi zamanlara dönülme hareketi mantıklı geldi ve benim için 5. puanı tamamlayıcı bir etkisi oldu. Tabii bir de Sasuke'nin bilincinden kalanların bir yapay zeka teknolojisi olarak internete entegre oluşu var. Beklendik ama tatlı bir detaydı. Buruk bir gülümseme bıraktı yüzümde. Ah, ah...
Kitapta farklı yazılabilecek birçok şey vardı belki de ama olduğu haliyle kabullenip sevdim ben. Tek düşüncem ikileme yerine tek kitap şeklinde bırakılabilecek olmasıydı kitapların. Sanki sırf maddi sebeplerle ikiye bölünmüş gibi hissettim ve bunu gereksiz buldum. Ama Marie Lu'nun dilini ve tarzını çok beğendim ve başka kitaplarını da mutlaka okumayı düşünüyorum. İyi ki okumuşum dediğim bir seri oldu ve kalbimde ayrı bir yer edindi. Bu seriyi tavsiye eden herkese teşekkür ediyorum ve artık ben de okumayanlara tavsiye ediyorum 💕
Warcross Serisi Yorumlarım:
1- Warcross
2- Wildcard
Yazar: Marie Lu Çevirmen: Onur Kınacı Birler Yayınevi: Yabancı
Sayfa Sayısı: 344 GoodReads Puanı: 3.99
Yazarın kalemini baya merak ediyorum :)
YanıtlaSilTanışmak için güzel bir seri 🥰
SilTaylor'a itinayla sövgülerimi yolluyorum ;( Ah Sasuke, sanal kekim... Bence de tek kitap olsa ikiye bölünmese daha iyi olabilirmiş. Ben tuhaf bir şekilde Emika ve Hideo'nun o son sayfalardaki durumunu sevdim (kitap boyunca Emika beni krizlere soksa da) Kafamda Hideo'nun tamamiyle özgürleştiği bir sonla bitirdim, yazar keşke azıcık daha detay verebilseydi. Yorum harika olmuş❤
YanıtlaSilÇok sağol bebeğim 💞 Kitabın sonunu beğenmene sevindim valla, keşke ben de sevebilseydim 😄 Taylor deme bana, sinirlerim geriliyor... 💔
Sil