New York Times çoksatan yazarı Nalini Singh, Lonca Avcısı serisinin bu ilk kitabında okuru güzelliğin ve kana susamışlığın hüküm sürdüğü ve meleklerin her şeyin hakimi olduğu bir dünyayla tanıştırıyor.
Tehlikeli bir yakışıklılığa sahip olan New York Başmeleği Raphael, vampir avcısı Elena Deveraux'ya bir iş teklif etmişti. Ancak Elena'nın bu sefer peşine düşmesi gereken yolunu şaşıran bir vampir değil, çok daha tehlikeli, çok daha deli bir avdı
Avının peşinde Elena bir yandan hızla tutkunun eşiğine sürüklenirken, bir yandan da hayatı için mücadele ediyordu ve hayatını kurtarsa bile Raphael'in baştan çıkaran dokunuşlarına yenik düşmesi kaçınılmazdı. Çünkü başmeleklerin oyunu söz konusu olduğunda ölümlülerin hiç şansı yoktu...
Diğer Lonca Avcısı Serisi yorumlarım:
Diğer Lonca Avcısı Serisi yorumlarım:
Herkese kocaman bir merhaba! Yeni turumuz Meleklerin Kanı ile tekrar sizlerleyim. Şaşırtıcı bir şey yaparak lafı uzatmadan direk kitaba geçeceğim çünkü inanılmaz heyecanlıyım! Bu kitap müthiş-ötesiydi. Yeni-yetişkin veya yetişkin fantastik tarzı okumayı sevenlere sadece önermekle kalmayıp zorla okutacağım kadar güzeldi. Özellikle 16 yaş ve üstüne önereceğim bir kitap olduğunu söylemeden geçmek istemem. Daha alt yaş grubunun ise birkaç yıl sonra okurlarsa çok daha fazla seveceklerinden eminim.
Kitaba gelecek olursak, fantastik kitapları ilginçleştiren faktörler bana kalırsa kurgu ve karakterler. Bu kitabın karakterleri çok farklı sayılmazdı, 28 yaşında tam anlamıyla kick-ass bir avcı olan kadın karakter Elena P. Deveraux ve doğaüstü güzelliğe sahip ölümsüz bir başmelek olan erkek karakterimiz Raphael var. Çok orjinal değil, tabii ki bu onlara bayılmadığım anlamına gelmez. Başroldeki kadın karaktere bile bayıldım -ki ben genelde nötr olurum başrollere karşı.
Fakat bana kalırsa bu kitabı böylesine ilgi çekici yapan şey kesinlikle kurgu, daha doğrusu kitabın üzerine kurulduğu dünyaydı. Melekler ve vampirler bir arada mı? İşte tam dişime göre bir kitap!
Fakat bana kalırsa bu kitabı böylesine ilgi çekici yapan şey kesinlikle kurgu, daha doğrusu kitabın üzerine kurulduğu dünyaydı. Melekler ve vampirler bir arada mı? İşte tam dişime göre bir kitap!
diye düşünmediğimi söylersem büyük bir yalan olur. Yani daha kitaba başlamadan bir artı puan almıştı benden bu kitap.
Kitaba başlamadan verdiğim bir diğer artı puan ise kesinlikle cildi, kapağı, iç ve dış tasarımı; kısaca kitabın fiziği! Tek kelimeyle harika. Böyle kitaba sarılıp hiç bırakmayasım geldi, özellikle karanlık-fantastiksever kişilerin kırmızı-siyah birlikteliğinden oldukça hoşlanacağını düşünüyorum. Yabancı yayınları kesinlikle mükemmel bir iş çıkarmış. İnsanın baktıkça bakası geliyor kapağa.
Kitaba başlamadan verdiğim bir diğer artı puan ise kesinlikle cildi, kapağı, iç ve dış tasarımı; kısaca kitabın fiziği! Tek kelimeyle harika. Böyle kitaba sarılıp hiç bırakmayasım geldi, özellikle karanlık-fantastiksever kişilerin kırmızı-siyah birlikteliğinden oldukça hoşlanacağını düşünüyorum. Yabancı yayınları kesinlikle mükemmel bir iş çıkarmış. İnsanın baktıkça bakası geliyor kapağa.
Madem teknik ayrıntılara girdim, o zaman çok önemli bir noktayı da üzülerek ama yine de altını çizerek belirtmek istiyorum: Çeviri. Kesinlikle kitap okuma zevkimi oldukça düşürdü. Yalan yanlış, anlaşılmaz cümlelerle doluydu kitap. Biraz daha değil çok daha fazla özen gösterilmesini öneriyorum çünkü gerçekten eğer dikkatli okuyorsanız, inanılmaz bariz hatalarla dolu. Örneğin Raphael ile Elijah konuşuyor. Raphael "Eve gitmeyecek misin, Hannah?" diyor. Ortada Hannah diye biri yok tabii ki. Orjinalinde "Eve, Hannah'nın yanına gitmeyecek misin?" diyor. Bu konuşma kitabın başlarında gerçekleşiyor ve ben yarım saat Hannah kim, nereden çıktı, yalnız değiller miydi diye düşündüm, açtım tekrar okudum bölümü. Eh, böylece kitaptan bayağı kopmuş oldum. Bu tarz hatalar birkaç kez olsa göz ardı edilebilir belki fakat kitabın buna benzer hatalarla dolu oluşu gerçekten iyi bir gözden geçirilmeyi zorunu kılıyor diye düşünüyorum.
İşte kitapla ilgili tek olumsuz düşüncemi okudunuz. Dikkat edin, bundan sonra vıcık vıcık "aşık oldum, bayıldım" tarzı sevgi cümlelerine maruz kalabilirsiniz. Vampir yapan melekler, ilk defa duyacağımız bir yaratık olan Kandandoğan -namıdiğer Kandan gelen melek-, muhteşem tasvir edilen kanatlarıyla melekler ve başmelekler, zombimsi garip yaratıklar -2. kitapta tam olarak ne olduklarını öğreneceğiz- kısacası bu seride birçok manyak yaratıkla baş başayız. Ve eminim ki, birçoğumuz bundan gayet memnun kalacağız :D
Spoiler
Spoiler
Ve geldik en önemli kısıma. Peki... Öncelikle benim kitaba -ve Elena'ya- büyük ölçüde ısınmamı sağlayan bir unsurdan bahsedeyim: Elena'nın geçmişi. Gerçi yaşadıklarının bir kısmı gizemini hâlâ koruyor -ve bu da devam kitaplarını daha çok istememe neden oluyor bu arada- fakat bildiğimiz kadarı bile benim yazarın karakterlerin kişiliklerini oluşturma ve küçük ayrıntılar konusunda ne kadar başarılı olduğunu düşünmemi sağladı.
Eh, ayrıca kitabın temelini oluşturan kısımdan da bahsetmeden olmaz, Raphael-Elena ilişkisini kastediyorum tabii ki :) Kitaba ilk başladığımda Raphael gibi binlerce yıl yaşamış, binlerce kadın tanımış ve birçok olaya şahit olmuş bir karakterin, Elena gibi henüz 28'inde nispeten küçük ve tecrübesiz sayılabilecek bir kadına karşı bütün sertliğini kaybederek kör kütük aşık olacağını düşünmek açıkçası çok klişe ve gerçeklikten uzak (anladınız siz) gelmişti. Aslında hâlâ Raphael'in Lijuan ile olan konuşması -insanlaşması-nın çok ani ve erken olduğunu düşünüyorum, daha Elena ile kaç kez görüşmüşlerdi 2 mi? Fakat bu başlangıçtan sonraki gelişim, yani insanlaştıkça Elena'ya daha çok değer vermesi ve Elena'ya değer verip onunla zaman geçirdikçe insanlaşması fikri aklıma yattı diyebilirim. Sonunda cidden kör kütük aşık birine döndüğü kesin :D Hele ki o sonlara doğru Elena'ya karşı olan korumacı tavırları beni çok güldürmüştü.
Kitabın sonundan biraz bahsedecek olursam kesinlikle harikaydı! Kanatlar mı? Evet, lütfen. Hem de bu kitaptaki o muhteşem tasvirlerden sonra (bkz. Illium) Elena'nın o kanatlarla olacak yaşantısını inanılmaz merak ediyorum.
Ah, bu arada Elijah karakterine bayıldım. Umarım Lijuan gibi onu da serinin devam kitaplarında karşı tarafta görmeyiz. Çünkü kitapta karşımıza çıktığı kadarıyla Elijah'ın asil, güvenilir ve sadık bir karakter olduğu kanısına vardım. Eh, belki hayal ederken biraz The Originals'tan esinlenmiş olabilirim... Sadece birazcık.
Spoiler Sonu
Uram ve iz sürme-savaşma olayından hiç bahsetmedim çünkü gerek duymuyorum. Kitabın aksiyon kısmı muhteşemdi. Hepsi bu :)
Peki siz bu kitap hakkında neler düşünüyorsunuz, okumayı düşünüyor musunuz veya okuduysanız yorumlarınız neler? Benimle de paylaşırsanız sevinirim :) Hoşçakalıın!
Yazar: Nalini Singh Çeviri: Bige Turan Zourbakis Yayınevi: Yabancı Sayfa Sayısı: 400
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder