Nora'nın Kitaplığı : Geçmişin Kanı (Kan Günlükleri #2) - Tanıtım & İnceleme

10 Şubat 2014 Pazartesi

Geçmişin Kanı (Kan Günlükleri #2) - Tanıtım & İnceleme


Tek isteği kurtulmaktır...
Fakat kurtuluşa giden yol hiç kolay değildir!

Annesinin soyunu araştırmak için İskoçyaya giden Eden, kısa süre içinde kendini karmaşık işlerin içinde, İskoç Savaşçı Neithlerin dünyasında bulur. Burası bazılarının kollarını açarak onu karşıladığı, bazılarının ise ona komplo kurduğu bir dünyadır; Edena aşkın, arkadaşlığın ve savaşçı olmanın ne anlama geldiğini öğretecek bir dünya...

Bir gün, sonsuza dek kurtulduğunu sandığı adam yeniden ortaya çıkınca Eden'ın hayatı allak bullak olur, çünkü herkesten çok sevdiği kişi büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Eden bu kişi için önemli bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.


Ahbap, cidden artık affetmelisin onu. Kesin atar yapmayı, barışın artık!

İşte bu da kitabın büyük bir bölümünde hissettiklerim. Neyse bu konuya daha sonra döneriz. Öncelikle bu kitabın birinci kitapla kıyaslamasını yapacağım. Yine fazla macera yoktu fakat ilk kitaba göre biraz artış vardı diyebilirim. Ayrıca ilk kitapta neredeyse hiç olmayan romantizm, bu kitapta açıkça görülüyordu. Bunlar dışında da birçok açıdan ilk kitaptan daha iyiydi. Böyle de olması gerekiyordu, çünkü ilk kitap tam bir fiyaskoydu.


Biraz da kitabın dış görünüşünden bahsedeceğim. Daha doğrusu ilk kitapta bahsetmeyi unuttuğum şeylerin üstünden geçeceğim diyebiliriz. İlk olarak kitabın ayracından bahsetmek istiyorum. Kıpkırmızı yapmışlar ve dikkat çekici olduğu kadar rahatsız ediciydi. Bu yüzden kitabı okurken gözümün önünde bulundurmamaya çalıştım. Kesinlikle daha kaliteli bir şey yapılabilirdi diye düşünüyorum. Ve kitapta çok hoşuma giden bir şeye geçeceğim; her bölümün başına koydukları sayfa süsü. Kitaba ayrı bir hava vermiş, hoşuma gitti :)

Kitabın sırtı ise acaip sadistik bir görünüşe sahip. Siyah üzerine kıpkırmızı korkunç bir yazı gibi. Kitabın temasına da uymuyor değil hani :/ Kitabın kapağına ise alırken dikkat etmemiştim ama dikkatli baktığımda uzun saçlı garip tipli bir erkek olduğunu farkettim. Kimi temsil ettiğini çözemedim ama dikkatli bakmadığınız sürece kitabın kapağı yeterince hoş görünüyor.

Spoiler Uyarısı~

Kitabın içeriğine gelecek olursak, yazarın bu kitaba romantizm kattığını söylemiştim zaten. Ama bunu ilk başta birbirlerine sinir olup sonra aşık olan ikili şeklinde yapmaya çalışmış. Gwen-Gideon, Daemon-Katy, Patch-Nora vs.. gibi. Ama becerememiş maalesef. Bunun yerine erkeği çift karakterli bir tipe çevirmiş. Neyse ki sonradan biraz toparlamayı başardı. 

Bir de bu kitapta her ne kadar Cyrus'tan yakışıklı falan diye bahsetse de ben kendimi yaşlı birini hayal etmekten alıkoyamadım. Hayalimde Cyrus, Dumbledore'un biraz daha genç ve sakalsız hali gibi kalıplaştı ve kendimi bundan kurtaramadım maalesef. Hayalimdeki ile kitaptaki karakterin çakışması sinirlerimi bozmuyor da değil yani. Tabii ki burada yazarın bir suçu yok, tüm sorun bende. :/

Ve bana göre kitabın en can alıcı noktasına gelirsek, Teagan'ın Eden'ı geri ruh yiyiciye dönüştürme planını öğrendiğimiz zamandı. Eden'a söylemeden önce Dwight Carey'i öldürdüğü zaman onun düşüncelerini okuduğumuz kısımdaydı sanırım. O ana kadar Ankh olmuş Eden'la ne halt yiyebileceğini düşündüğünü merak ediyordum ve öğrenince her şey bir anda anlam kazandı. Şaşkınlıktan donakalmam da cabası. Özellikle Winslow malikanesindeki karşılaşmalarında bunları pusuya düşürdüğü zaman yazarın senaryoyu mahvedip Eden'ı tekrar Kutsanmış'a döndürmesinden gerçekten korkmuştum. O ne öyle bir ona dönüş bir buna? Eğer bu kitapta ruh yiyiciye dönüşseydi, bir dahaki kitapta bunu geri dönüştürmenin bir yolunu bulurlardı yine. Ve konu oyuncağa dönerdi.

İyi ki böyle bir şey olmadı ve kurtuldular. Yalnız yazar Eden'ın Darius'a karşı olan şüpheli hislerinin üzerinde o kadar durdu ki bir dahaki kitapta Darius'un kötü biri çıkmasından korkuyorum. Bir daha ki kitaptan bu kadar bahsettim ama, yüklü bir siparişi yeni verdim ve kendisini yakın zamanda alamayacağım gibi görünüyor. Neyse ki kitabın dehşet verici bir sonu yoktu. Benden şimdilik bu kadar, bir dahaki paylaşımımda görüşmek üzere, hoşçakalııın!! :)


Puanım: 3,5   GoodReads Puanı: 4,2
Sayfa Sayısı: 302   Yazar: Samantha Young   Yayınevi: Martı


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder