Ölüm Meleği Size Bir Hikaye Anlatmak İsterse Durup Dinlemez misiniz?
Ölüm meleğinin ağzından savaş yıllarında küçük bir kitap hırsızının, Liesel Meminger'in hikayesi bu.
"...Her
durumda hayatta kalan birinin hikayesi bu; hep geride kalan olmakta
ustalaşmış birinin hikayesi. Aslında pek çok başka şeyin yanısıra şu
saydıklarımla ilgili küçük bir hikaye:
* Bir kız
* Bazı kelimeler
* Bir akordiyoncu
* Bazı fanatik Almanlar
* Bir Yahudi dövüşçü
* Ve bol miktarda hırsızlık..."
Liesel
Meminger, Münih'in varoşlarında yaşayan yoksul Hubermann ailesinin
yanına evlatlık olarak verilir. 1933 yılında Almanların yüzde 90'ı Adolf
Hitler'i gözlerini kırpmadan desteklerken, Liesel'in üvey babası Hans
Hubermann kalan yüzde on içindeydi. Üstelik, evlerinin bodrumunda bir
Yahudi saklamak zorunda kaldılar.
- Bir başladığınızda hemen yarısına geleceğiniz, hızlı okunan bir kitap istiyorsanız bu roman size göre değil
- Mutlu veya şaşırtıcı bir son ve esprili bir kitap istiyorsanız bu roman size göre değil
- Romantizm, aşk vs. ön planda bir kitap istiyorsanız bu roman size göre değil
- Nazi Almanya'sı tarihini sevmiyorsanız bu romanı en baştan unutun siz zaten.
Nazi Almanya'sında işlerin nasıl yürüdüğünü böylece öğrenmiş oldum. Her ne kadar roman olsa da
gerçekliği yansıttığını düşünüyorum. Liesel'in duygu karmaşasını çözemesem de kitabın korkunç, üzücü ve bir o kadar da harika sonunda beynimde "İyi ki okumuşum." cümlesini duyduğum için mutluyum. Sonundaki bir bölümden sonra Liesel'e nolmuş falan hiç hatırlamıyorum. Aslında kitabın sonu çok edici değildi, çünkü zaten önceki sayfalarda böyle olacak şöyle olacak diye anlatıyor. Ben yine de şok oldum, belki de olacaklara inanmak istememiştim, ama oldu ve çok da iyi oldu bence :D
Kitabı okuyanlar muhtemelen bana karşı atağa geçecekler "Neresi iyi oldu, kafayı mı yedin?" diye. Ama bence mutsuz sonların da kendine göre bir güzelliği var. Yalnız bir yer bende çelişki oluşturdu, eğer okuyan varsa yardım edebilir mi? (Yazının bundan sonrası spoiler içerikli olacaktır.) Kitabın ortalarında Rudy'nin donarak öldüğünden bahsedilmişti, fakat kitabın sonunda herkesle birlikte bombayla öldü. İşte bu kısmı anlayamadım, acaba bir yerleri yanlış mı okudum diye düşünüyorum. Kitabın sonlarına kadar hiçbir yerde ağlamamıştım ama sonunu bilmeme rağmen Liesel'in herkese (Özellikle Rudy'ye) veda etme kısmında kendimi tutamadım. -Gecenin 1'i olmasının da etkisi olabilir tabii- Sonra yazarın cimrilik edip Max'e sadece yarım sayfa ayırdığı yer de hoşuma gitti. Ama kitabın sonunda en çok hoşuma giden yer ise; Liesel'in "dün" ölmüş olmasıydı. Bu "dün" kavramı acaip bir ironi oluşturmuş ve beni gülümsetti. Ama Kitap Hırsızı isimli Liesel'in yazdığı kitabın son anda Ölüm Meleği tarafından alınması çok beklenmedikti, mutlu mu olsam hüzünlensem mi bilemedim. (Spoiler Sonu)
Bu da Bayan Holtzapfel:
Kitap hakkında asıl hoşuma giden şey ise kitabın Ölüm Meleği'nin ağzından anlatılmış olması. Çok yerinde bir karar olmuş çünkü zavallı Liesel'in etrafındaki herkes ölüyor, bu durumda Ölüm Meleği genellikle onu takip etmiş olması gibi ironik bir durum var ortada. Bu düşünce hoşuma gidiyor çünkü bazı yerlerde Ölüm Meleği'ne acaip kanım ısındı. Kitap boyunca Liesel'in hayatından karamsarlığa düştüğümüz yerlerde beni güldürmeyi başarıyor. Gerçekçi ve umursamaz tavırları özellikle :D Küçük bir örnek vereyim (Kitabın hangi sayfasında olduğunu bilmiyorum o yüzden aklımda kaldığı kadar yazacağım küçük hatalar olabilir.) "Orağı falan unutun siz. Uzaktan bakınca da yüzüm iskelete de benzemiyor ayrıca. Sadece soğuk günlerde üstüme kukuletalı bir pelerin giyiyorum o kadar." Sanki çok normal bir şeymiş gibi. Neyse sonuç olarak yazarın bu "Ölüm Meleği'nin ağzından yazma" fikiri beni eğlendiriyor. Yazar sadece dili değil beynini de iyi kullanıyor anlaşılan :DSonuç olarak kitabı beğendim. Ama herkesin okumak isteyeceği bir tür değil aslında. Çabuk sıkılır yarıda bırakırlar diye tahmin ediyorum. Bitirmem benim 4-5 günümü aldı mesela. Ama pişman da değilim. Beklediğim gibi bir kitap çıkmadığı doğru, mesela Hitler dönemini okuyacağım hiç aklıma gelmezdi. Markus Zusak'ın bir diğer kitabı Köpek Düşleri'ni de okumak istiyorum. O buna nazaran çooook daha kısa; 100 küsür sayfa. Eğer yazar onda da böyle bir dil kullandıysa 1-2 güne bitiririm artık. Neyse lafı çok uzattım, okuyanların olumlu-olumsuz yorumlarını beklerim, ne puan vereceğime kitap boyunca karar veremedim süreklideğişti fikirlerim yani bu bir son an kararıdır :D
Puanım: 4 GoodReads Puanı: 4,35
Sayfa Sayısı: 574 Yayınevi: Martı Yazar: Markus Zusak
Ben de bugün aldım kitabı. Garip olacak ama 19 yaşındayım ağır gelir mi acaba? :D Bir de martı yayınlarından çıkanın anlatımı kötü falan diyorlar ama değişik bir anlatımı mı var?
YanıtlaSilBana kesinlikle ağır gelmedi. Sadece farklı bir dili var, garipsemezsen sana da ağır geleceğini hiç sanmıyorum. Ayrıca ben Martı Yayınları'ndan çıkanı okudum, bana anlatımı gayet edebi ve farklı geldi, kötü olduğunu düşünmüyorum. Ama diğer yayınlardan çıkanı okumadığım için onlar daha güzelse bilemem :D
SilBen 12 yaşındayım bu kitabı okudum ve hiç ağır gelmedi 19 yaşındaki bir kişiye ağır geleceğini hiç sanmıyorum
SilEvet bende Rudy olayını anlamadım. İlk önce yanlış okudum herhalde falan dedım sonra dçndüm baktım yanlış okumamışım ama orda bir gariplik vardı.Genel olarak çok güzel bir kitaptı ve sonu çok hüzünlüydü özellikle Liesel'in veda ediş kısmı.
YanıtlaSilKatılıyorum :)
SilRudy'nin ölümüyle ilgili cevabı bu sayfada bulacaksın. Martı yayınlarının basımıyla 256. sayfa: http://i.cubeupload.com/5WjwYm.png
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilBen 14 yaşındayım ve bu kitabı yaklaşık 2-3 ayd bitirdim. :D Tabi TEOG vardı onun da etkisi var.Sen 19'um ağır gelir mi demişsin ona güldüm :D
SilAma herkesin okuma tarzı farklıdır, sevilen türleri farklıdır.. Bunları göz ardı ederek ön yargıyla yaklaşmamalıyız bence ;)
SilLiesel kim ile evleniyor Allah askia nolur Max deyin
YanıtlaSil