Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz.
Bu kitabı kapatabilirsiniz.
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz.
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.
Ama sorun şurada: ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz.
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.
Bu
nedenle hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz onu yapın. Sadece
isteklerinizin tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine
kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.
Bu kitabı gerçek anlamda büyülenerek okumuştum. Çok sürükleyici bir anlatımı ve insanı kendine kaptıran bir konusu var. Spoiler vermek istemiyorum, kesinlikle kendiniz alıp okumalısınız. Bazı kısımları biraz karışık gelebilir, tarihleri falan oldukça karıştırmış yazar, eh, bir de dava günü dediği gerçek dava anlamında değil... Her neyse ben herkesin -dikkatle okuyan herkesin- hoşlanacağını düşünüyorum. Bana saçma gelen tek bir kısmı vardı, orası da kitabın sonundaki olaydan yaptığı çıkarım (Spoiler vermeden söyleyemem üzgünüm :( ) #Spoiler: Sonunda bunlar el ele tutuşunca olan biten her şeyi gördüğünde buradan yaptığı cıkarım: Aslında tanrı diye bir şey yokmuş, Tanrı dünyadaki tüm insanlar topluluğuymuş. Gibi bir şeydi. Bana saçma geldi evet ama önemli değil çünkü kitap genel anlamda kesinlikle okunmaya değerdi. Herkese tavsiye ederim :)
Sayfa Sayısı: 640 Baskı Yılı: 2008 Yayınevi: APRIL
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder