Anne sıcaklığı, baba emniyeti olmayan bir dünyada ayakta kalmaya çalışan kırılganlık abidesiydi Duygu. Üç yoldaşı vardı onu taşıyan. "Develerim" derdi onlara. O develer ki İstanbul'un en arızalı tipleriydi. Her ne kadar bela makinesi olsalar da Duygu için tek bir gerçek vardı;
"Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı."
Ve hayat onlar için bir duadan ibaretti. İyiyim…iyiyiz… biz hep iyi oluruz. Güçlü olmayı en zorlu yollarda öğrenmiş dev bir çınardı Sedat. Hayatta yorulmuş, aşktan ?çoktan vazgeçmişti. Yüreğini ördüğü çelik duvarlar arasına saklamış acımasız bir adamdı o. Acılarla ?atılmış düğümlerin arasında filiz verebilir miydi aşk? Meleği şeytana döndürüp, şeytanın ruhunu ele geçirebilir miydi aşk?
Bitirdin bizi be Duygu! Nasıl yaptın bilmiyorum ama yaptın işte. Ağladım, güldüm, sinirlendim, ağzım açık boş gözlerle kitaba bakakaldım.. Her türlü duyguyu yaşattı bize Duygu. Adı kadar var yani arkadaşlar :D
Şimdi, ben şahsen çok Türk yazar okuyan biri değilimdir. Hatta inanılmaz ön yargılı yaklaşırım. Bu ön yargım Asude'de biraz azalmış da olsa Duygu'ya "yok bunlar kıro, deve nedir ya, neden kitaptaki isimler bu kadar gerçekçi olmak zorunda? (Evet bunu düşündüm, itiraf ediyorum.!) vs.." diye diye başladım.
Sonra bir bakmışım, kafam kitabın içine gömülmüş. Yok Allah'ım, uğraşıyorum uğraşıyorum çıkmıyor, sanki elime de yapışmış. Gece bilmem kaç oldu, benim gözler kan çanağı (tamam uykusuzluğun yanında biraz da ağlamış olabilirim, Duygu işte!) ama bırakamıyorum kitabı. Ertesi gün kitabı bundan sonra sabahları okumaya ant içmiş bir biçimde uyandım. Bilirsiniz, gece uyuyamayıp sabah uyanamama olayları işte :D
Bu yorumumda, gerçekten kitabın ayrıntılarına girmeyeceğim. İstiyorum, ama bir kez ayrıntıya girersem buraya kitap oluşturacak bir yorum yazmaktan korkuyorum. O yüzden kısa keseceğim, umarım yorum bittiğinde "Bu mu senin kısa kesmiş halin?!" demezsiniz :D
Uzun lafın kısası, bu kitabı merak ediyorsunuz ama tereddütünüz mü var? Bu türü seviyorsanız, gidin, alın, okuyun! Bazen kahkahalar atacaksınız, bazen gözyaşlarına boğulacaksınız. Bazen de benim gibi şaşkınlıktan "Nee!!!" diye bağırarak apartmanı inletebilirsiniz fakat bu sadece kronik vakalarda görülüyor :D
Evet, benim diyeceklerim de bu kadar. En azından buz dağının görünen kısmı. Duygu turu, Kitap Canavarları olarak yaptığımız en eğlenceli turlardan biri oldu. Oluyor yani, çünkü hâlâ devam ediyor. Gelişmeleri takip etmek için ve bir de facebook çekilişine katılmak için Kitap Canavarları Facebook Sayfamıza yazının üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz. Hoşçakalın bebişlerrr! (Üzgünüm, Duygu etkisi işte..)
Puanım: 5 -> Bitirdi Beni :'(
Sayfa Sayısı: 672 Yazar: Işıl Parlakyıldız Yayınevi: Müptelâ
~ÇEKİLİŞ~
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder