Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü
On
altı yaşındaki kanser hastası Hazel Gracein birkaç yıl daha yaşamasını
garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan
teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme
almıştır.
Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz
karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubunda boy gösterince Hazelın
hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı
koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır...
Bu kadar ödül almışken koymadan olmazdı :)
Bir kitaba kısaca "güzeldi-kötüydü" demeyi doğru bulmuyorum artık. Yorumlarımızı nedenlere bağlamalıyız ve şu an tam da yapmaya ihtiyacım olan şey.. Kitabı yeni bitirdim ve okurken "burayı okurlarımla paylaşmalıyım" dediğim kısımlar oldu, spoiler'sız olmasına da özen göstermeye çalıştım.
Ve tabii ki bu alıntılarımı sizlerle paylaşacağım. Spoiler olmadan yaptığım yorumlar gerçekten saçma gelebilir, bu yüzden teknik yorumlarla başlıyorum. Özellikle bir yerden sonra sonunda ne olacağının belli olduğunu düşünebilirsiniz, ama aslında kitapta asıl son o değil. Tamam bu gerçekten saçma gelebilir kabul ediyorum ama kitabı okuduktan sonra spoiler içeren yorumumu okumanızı isterim.
Demek istediğim kitaptaki son kimin ölüp kimin kaldığı veya mutlu mu mutsuz mu diye değerlendirilmiyor. Olaya yer veriliyor ve sonuçları anlatılıyor. Sürükleyicilik açısında son 50 sayfa çok değerliydi onun dışında sürükleyici sayılmazdı, ama sürükleyici olmak gibi bir amacı olan bir kitap değil zaten. İçeriği ise dolu doluydu gerçekten, yazar bu kitabı yazmak için birçok bilgi edinmiş olmalı diye düşünüyorum farklı kitaplar, oyunlar, hastalıklar ve felsefi görüşlerle dolu; hayata yepyeni bir bakış açısı kazandıran bir kitaptı. Etkiye gelirsek, evet etki bırakıyor -şu an ben de olduğu gibi-.. Yani Young-adult tipi kanser ile dolup taşan aşkımsı bir romandı. Aşkımsı nedir? diye sormayın lütfen direk aşk diyemiyorum çünkü Augustus'un deyişiyle Hazel Grace, Augustus'la arasında olanlar konusunda fazla gerçekçiydi. Yani size kitabı tavsiye ediyorum ama KESİNLİKLE okuyun diyemem. Tamam böyle fazla acımasızlık yapmışım gibi hissettim. Ama bu türleri seviyorsanız okumalısınız diye düşünüyorum.
İşte asıl anlatmam gerekenler burada başlıyor.. Augustus kanserini açıkladığında "Hmm, ölüyo yani sonunda öyle bitiyor" diye düşünmemelisiniz çünkü Augustus'un ölümü son değil aslında, kitabın asıl anlatmak istediklerinin başlangıcı. Yani Augustus'un ölmesine az ağlamadım değil ama kitabı okunabilir yapan olayın bu olduğunu düşünüyorum. Sonsuza kadar mutlu bir hayat sürdüler diye bitemeyeceği hepimizin bildiği bir gerçek. Olayların akışı yönünden Senden Önce Ben'e benziyor olduğu doğru, ama sadece o kadar. Kitabın sonunun mutlu bittiğini söyleyemem ama mutsuz bir son olmadığını düşünüyorum. Tam olması gerektiği yerde bitirmişler ve son kelimeleri okuduğunuz da bittiği için üzülmenin aksine kalbinize küçük bir gülücüğün yerleştiğini hissediyorsunuz:
"Seviyorum, Augustus.
Seviyorum."
Ve bu arada yazarın bilgisi de gözümden kaçmadı. Kanserle ilgili birçok kitap okuduğunu zaten kendisi de belirtmiş. Bunun dışında "Görkemli Izdırap"ın gerçekliği konusunda soru işaretlerim var. Gerçek olduğunu tahmin ediyorum ama bu Peter Van Houten'i de gerçek yapmak demek ve bir kitap içerisinde bu kadar hakaret.. (Eleştirmiyorum sadece merak ediyorum) ve bildiğim kadarıyla gerçek değil. Bunun yanında oyun kurgusu da çok hoşuma gitti ve Isaac kısımlarını içten içe gülümseyerek okudum. Hazel-Augustus aşkı tabii ki de bir harikaydı ama kitabın Gus öldükten sonraki kısımlarını daha bir içerikli buldum açıkçası. Gus ölmeden önce klasik bir kitap mı? düşüncesi aklımı kurcalamaya başlamıştı. Edebi konuşmalar falan da çok hoştu, çevirmen ciddi bir edebiyat dersi almış olmalı. Ana konumuza dönersek kitap aşırı bir şekilde kanserle doluydu, bu beni biraz sıkmıştı açıkçası. Her seferinde kanserle ilgili bir şey çıkması bence gerçekçilikten çok gerçekçi gibi gösterilmek oluyordu. Bunu da küçücük bir eleştiri olarak araya sıkıştırayım dedim :)
Puanım: 4 GoodReads: 4,5 Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2013 Yayınevi: Pegasus Yazar: John Green
Baskı Yılı: 2013 Yayınevi: Pegasus Yazar: John Green
Uhm şeyy ben bu kitabı üstün bir heyecanla başladım ama ortalarında bırakmak zorunda kaldım çünkü o kitaba çok fazla benzeyen ve daha eski olan bir kitabı ( http://www.dr.com.tr/kitap/sonsuza-kadar-yasamanin-yollari/sally-nicholls/cocuk-ve-genclik/genclik-10-yas/roman-oyku/urunno=0000000284436 ) hatırlattı bana ???
YanıtlaSilBahsettiğin kitabı hiç duymadım ama Selin zaten her kitabın farklı konusu olamaz ki, örn: vampir kitapları. Milyonlarca farklı seri var ama önemli olan, hangisinin daha iyi olduğu sonuçta :) Ama kitabı beğenmediysen, ona diyecek bir lafım yok tabii ki :)
Silbu kitabı bitirirken baya üzüldüm hatta kendimi boşlukta hissettim. hala hazele ne olduğunu merak etmiyo degilim ayrıca böyle bir site bulunca çok sevindim çok güzel bir site olmuş bide animeleride seviyorsun :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilKitap gerçekten güzel ve çoğu düşüncenede katılıyorum ama şunu söylemedem geçemicem; kitap aslında kendi içinde saklı. Yani John Green'de kitabı yarıda kesmiş, kendi yarattığı yazar (Peter Van Houten) gibi...
YanıtlaSilEvet fakat kitabın sonu yine de biraz tatmin edici gelmişti bana, şimdi düşününce gerçekten belirsizliklerle dolu..
Silkitap konu olarak güzeldi ama aşırı abartılıcak gibi değildi.Ben duygu alamadım pek ama bitince de bi garip oldum ilginç...
YanıtlaSilBen okurken gerçekten duygulandım ama ben de abartıldığı kadar olmadığı kanısındayım..
Silbence kitap mükemmelin ötesinde aynı bende senin gibi bir kitap kurduyum bence üzücü olana gus ` un ölmeden önce kendi cenazesinde bulunması ve sonuç olarak ölmesi zate üzücüydü :(
YanıtlaSil:)
SilAynı yıldızın altında ya da orijinal adıyla ''The Fault in Our Stars''.Beklentilerin aksine kitabıyla en uyumlu filmler arasında yerini almış.John Green'in gerçekleri olduğu gibi insanın yüzüne vuran kitabı aynı gerçekliğiyle ekrandaydı.Fragmanı izlediğimde Augustus Waters'ı oynayan Ansel Elgort'un bu rol için pek de uygun olmadığını düşünmüştüm.Sonuçta Augustus Waters kitapta anlatıldığı kadarıyla insanda bir Leonardo DİCaprio ya da Brad Pitt etkisi yaratıyor ve bu yüzden bu oyuncuların daha genç versiyonlarının oynaması gerektiği algısını yaratıyor.Ancak muhteşem gülüşüyle ve rolünü yaşayarak oynamasıyla bu karakteri canlandırmayı en çok hak eden oyuncu olduğunu kanıtladı bize Ansel Elgort.Shailene Woodley ise Hazel Grace Lancaster'i yaşatmak için yıllardır beklemiş gibi.İkilinin uyumu ise filmin başarılı olmasının temel etmenlerinden biri.Filmin eksileriyse kitapta yer alan bazı şeyleri içermemesi.Örneğin Augustus'ın önceki kız arkadaşından bahsedilmemiş ve Hazel 'ın Augustus'ın hastalığında evine yaptığı ziyaretler filmde yer almamış.Bunlar muhtemelen ikilinin mutluluğunun arka planda kalmaması için gösterilmeyen kısımlar ancak bir o kadar da gerçekliğe ve kitabın yansıtılmasına gölge düşüren unsurlar.Filmdeki dekorlar ve mekanlar ise tam olarak okura yansıtıldığı gibi.Örneğin ben de Hazel'ın evini ve ailesini böyle hayal etmiştim.Destek grubunun bulunduğu yeri ''İsa'nın Kalbi''ni tam da öyle tasarlamıştım.Ancak Augustus'ın ailesi ise bana göre kitaptan bağımsız olan unsurların başında.Yine de Aynı Yıldızın Altında günümüz filmlerinin en başarılılarından biri.Gerek oyuncu kadrosu gerek yönetmeliğiyle film izleyiciye tam da gereksinim duyduğu şeyi veriyor.Aynı Yıldızın Altında -Okay? -Okay..(-Peki? -Peki...) repliğiyle her hayranın aklında kalmayı başaracak bir film.
YanıtlaSilBu destansı yorum için çok teşekkür ederiz İrem :) :D
SilYazarın bu kitabı bir kızın hayatından esinlenerek yazdıgını duymustum.Aynı hazel gibi kanser olan bi kızın hatta onun kitabı vardı .Mavi saçlı kız kitabı gibi.Kızın kendi günlüğüydü.DR de görmüştüm ama simdi ne kadar arasamda bulamıyorum.Senin bi bilginn varmı acaba
YanıtlaSilSanırım Esther Earl adlı kızdan bahsediyorsun. Kitabın adı: "Bu Yıldız Asla Sönmeyecek" olmalı :)
SilRomanda bahsi geçen Görkemli Izdırap romanını arayan Arkadaşlar bu bi John Green zekası.Romandada anlatıldığı gibi Peter Van Houten romanın(Görkemli ızdırap) bir kurgu olduğunu söylüyor ve roman(Aynı Yıldızın Altında) bitince ''kurgununda'' biteceğini söylüyor.Yani sizide bir hazel yapıyor fakat tek farkınız o bir yazar siz ise roman arıyorsunuz..
YanıtlaSilAslında Görkemli Izdırap'ı arayan kimse yok gibi sanki :D Yine de bu güzel açıklama için teşekkürler :)
Silhayatımda okuduğum en sıkıcı kitap. çok hevesliydim ilk başta. hattta ablam almıştı hediye. ama başladığım ilk günden be.ni sarmadı ve kenara attım kitabi. sonra dedim bitireyim bari diye. zar zor okudum. puan versyedım en fazla 3 olurdu
YanıtlaSilİlk defa bu kadar negatif bir yorum gördüm bu kitapla ilgili. Farklı bir bakış açısı, farklı bir yorum oldu, teşekkürler Şevval :)
SilKız arkadaşımın kitaba bayılması üzerine onunla sohbet edebileceğim yeni bir konu açmak için kitabı alıp bir çırpıda okudum. O kitabı okuyana kadar öküzlükten ödün vermeyen ipe sapa gelmez troll bir gamer'ın tekiydim. Sonra ne mi oldu ? John Green'in tüm kitaplarını bitirdiğimi gördüm, ilk kez kız arkadaşım ve John Green sayesinde kendimi romantik bir film izlerken gördüm. Bence (herkesin kişisel düşünce ve yorumuna saygım var) siz kötü yorum yapan arkadaşlar, siz kitap okurken kitabın türüne konusuna ve biçimine göre ruh halini ayarlamıyor, bilincinizi ve düşünsel mekanlarınızı kitaba göre dekore edemiyorsunuz. Güzel bir kitaptı lakin kız arkadaşım benden ayrıldı :( live with it okuduğunuz için teşekkürler. Bu arada sitenin kurucusu arkadaş, wulf dornun tüm kitaplarını okumanı tavsiye ediyorum, son 2 hafta içerisinde ben de Stephan King'in tahtını sarsabilmiş bir adamdır kendisi.
YanıtlaSilTavsiyen için teşekkür ederim :D Kız arkadaşının senden ayrılmasına üzüldüm.. Fakat en azından ilişkinizin sana kazandırdığı büyük bir şey olmuş. En azından bana kalırsa olmuş :)) Fikrini belirttiğin için de teşekkürler ^.^
Sil