Her Şafakta Bir Hayat…
Cani bir katil tarafından yönetilen bir diyarda, her şafak bir başka aileye kalp acısı getirmektedir. On sekiz yaşındaki Horasan Halifesi Halid her gece yeni bir eş almakta ancak sabaha kalmadan gencecik kadınların hayatına son vermektedir. Can dostu, Halid’in kurbanlarından biri olan Şehrazad, intikam almaya yemin eder ve gönüllü olarak Halid’e gelin gider. Sadece hayatta kalmaya değil, halifenin dehşet saçtığı hükümdarlığı yerle bir etmeye de kararlıdır.
Şehrazad zekâsı ve azmi sayesinde her gece Halid’in aklını çelip büyüleyici hikâyeler anlatarak hayatta kalmayı başarsa da bir sorun vardır: Genç kız can dostunu öldüren katile günbegün âşık olmaktadır. Üstelik bu mermer ve taştan sarayda hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlamaya başlamıştır. Şehrazad, zalim çocuk hükümdarın genç kızları neden öldürdüğünü ortaya çıkarmaya ve bu döngüye bir son vermeye karar verir…
Herkese merhaba! Bana beklenmedik bir şekilde acı çektiren bir okumayla sizlerleyim. Bu sefer lafı çok uzatmadan doğruca hislerime geçmek istiyorum. Kitap boyunca sürekli Şehrazad’ı tam sevecek gibi oldum, sonra yine sevgimi kaybedecek bir şey yaparak beni soğuttu. Halid ise kendisini sevmeyeceğim bir şey yapmadı ama seveceğim bir şey de yapmadı, dolayısıyla onu da sevdim diyemem. Aralarındaki aşka da ilişkiye de asla ikna olamadım. Eh, başrollere ısınamayınca da benim için çok eğlenceli bir okuma olmadı doğrusu.
Kitapta en çok sevdiğim şey Arap kültürünün yansımalarıydı. Okuduğumuz kitaplarda çok karşılaşmadığımız için farklı bir kültürü okumak çok hoşuma gitti ve serinin en güçlü yönü buydu bana kalırsa. Dili basit ve olay örgüsü detaysızdı, dolayısıyla belki de lise-ortaokul dönemlerimde okusam detaylara takılmadan okuyup daha çok zevk alabilirdim diye düşündüm. Bugüne kadar seriyi sevmeyeni hiç görmemiştim, beklentilerim yüksekti, kesin severim diye düşünüyordum. Belki biraz da bu yüzden hayal kırıklığına uğramış olabilirim.
Spoiler İçeren Yorum
Öncelikle, kitabın başında intikam hırsıyla dolup taşan Şehrazad'ımızın planının halifeyle evliliğinin gerçekleştiği gün veya en geç ondan sonraki gün halifeyi öldürmek olduğunu gördük. Ve Şehrazad sonra gidip masal anlatıp uzatmalara oynayıp durdu ve sanki uzunca bir süre kendisine dokunulmayacağını biliyormuş gibi hiçbir atakta bulunmadı. 1-2 günü olduğuna inanan ve karşısındaki insanı bu süreçte öldürmeyi planlayan biri gibi değildi asla. Zaten birkaç gün geçmeden hemen hadi Halid'i öldürmeme yardım edecek zayıf noktalarını bulayım moduna girdi, sanki kendisinin en kısa zamanda öldürülmeyeceğinden emindi. Ama tabii ki kitap aksini iddia ediyordu. Yani, ne değişti ki Şehrazad için 1-2 günde? Kitabın en büyük saçmalığı buydu bence. Tabii bir hafta geçmeden ve daha yaptıklarının sebebini bile öğrenmeden Halid'e düşmesi hariç. Bu da ayrı bir rezillikti. Ah, bir de evliliğin ilk gecesinde Halid buna dokunmayacağını söylemesine rağmen zorla çocuğu yatağa sokması var. Şehrazad'ın derdi ne ya? Dikkatini çekip masal anlatacaksan bunu direkt yapsaydın, böyle bir saçmalığa cidden hiç gerek yoktu yani. Yazar çok zorlamış bir şeyleri, sırıtıyordu kitaptaki her şey resmen.
Çoğu kişinin aksine ben kitapta Tarık'ı haklı buldum. Bilmem kaç yıllık sevgilini intikam planlarıyla koynuna girmeye gittiği adamdan kurtarmaya gidiyorsun ve kızın daha 1 hafta bile olmamışken adama düştüğünü görüyorsun. Kim bu işte bir yanlışlık var diye düşünmez ki? Şehrazad'ın sadakatsiz ve ayran gönüllü olduğunu hesaplayamaması gayet normal karakterin. Adam krallar gibi sevdiği kadını -asla hak etmemesine rağmen- kurtarmak uğruna ölümü göze aldı, bunu tebrik etmek yerine kınamak bence komik. Ama eminim yazar bu konuda bana katılmıyor ve kafamızdaki Tarık imajını yerle bir edip karakteri bozacak. Eh, işte bu yüzden ikinci kitaba başlamayı hiç canım istemiyor zaten...
Spoiler Sonu
Kitap oldukça heyecanlı bir yerde sonlandı ama ben aynı zamanda ikinci kitabı pek sevmeyeceğimin sinyallerini de aldım diyebilirim. Keşke yazar tek kitapta birleştirseydi de tek sefer başlayıp bitseydi çilemiz. Zaten kitapların kalınlığına da aldırmayın, sayfalarda satırlar boşluklu, punto büyük, öyle ki 392 sayfa görünen kitap bence normal bir baskıda 300'e falan denk gelirdi rahatlıkla. Neden böyle bir hesap yaptım bilmiyorum, ah, sevmedim işte boş konuşuyorum anlayın siz. Öyleyse bu kadar konuşmak yeter, bir sonraki yorumumda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Yazar: Renée Ahdieh Çevirmen: Dilan Toplu Yayınevi: Pegasus
Son satırlar asdfghj Böylesi kitapları seviyorum, zaten Pegasus'un kağıtları çok kaliteli o yüzden de kalın gözüküyor. ;) Kitap için aynı etkinlikteki diğer yorumlardan sevmeyeceğimi anladım, o yüzden kalsın. ;) Ellerine sağlık, fanartlara bayıldımm^^
YanıtlaSilEziyet çektim 😂😂 Teşekkür ederiim Esra 😍
SilMerak ettiğim bir kitap emeğine sağlık :)
YanıtlaSilTeşekkürler 🥰
SilÇok güzel yorumlamışsın vallahi ellerine sağlık 🌸 bu arada hesabına bayıldım ahajahasjsh genelde hep öyle ama ya basım sorunu mu kitabı çoğaltmak için mi bilmiyorum gereksiz geliyor banada. 😂
YanıtlaSilİncecik kitaba 40tl alıyorlar demeyelim diye yapıyorlar bence 😂 Çok teşekkür ederiim 😍
SilKitaptaki karakteri sevmezsem, aşkı inandırıcı bulmazsam ben de o kitabı sevemiyorum.
YanıtlaSilHaklı olarak 😢
Sil