Her şey bitti derken...
Sadece bir tesadüf yetebilir
Ben bir nehrin akıntısına kapılmıştım, o ise kıyıda kalmıştı.
Adam'ın, Mia'yı aşkıyla hayata döndürmesinin ve Mia'nın, onun hayatından çıkmasının üzerinden üç yıl geçmiştir.
Artık ülkenin bir ucunda yaşayan Mianın Juilliard'da yıldızı gittikçe parlamaktadır. Adam ise Mia'nın gidişinin ardından onun için yazdığı şarkılarla grubunun dünya çapında ünlenmesini sağlamıştır. Fakat elde ettiği başarılar, içindeki boşluğu doldurmaya yetmez.
Sonunda şans, sadece bir geceliğine yollarını kesiştirir.
Mia'nın, evi gibi gördüğü New York'u gezerlerken birlikte geçmişe gidip kalplerini geleceğe ve birbirlerine açacaklardır.
Spoiler.
Açıkçası bu kitap benim için biraz hayal kırıklığı oldu. 1. şok: 3 yıl sonra mı?! Ben diğerkitabın sonundan, olmadı kısa bir süre sonrasından başlar diye düşünmüştüm. Bana kalırsa asıl önemli kısımlar oralardı. 2. şok: Mia, Adam'ı terk mi etti?! Bırakıp gitti yani. Tamam kitabın sonunda bunun nedenini yok öfke yok benimle konuşmuyordun bilmem ne diye açıklıyor ama bunların hiçbiri Adam'ı bırakmasını gerektirmezdi. Arkadaşım bu konuda bana uyuz olup "kız travma geçirdi, o kadar şey yaşadı psikolojisi alt üst oldu, bu nuormal bir şey" dedi ama ben böyle düşünenlere katılmıyorum. Bu kitapta Mia kesinlikle uyuz olduğum kız karakterlerden biri haline geldi. Aslında Mia'ya uyuz olmadım, bu düzen yüzünden yazara uyuz oldum. Kitabın sonunda bana "asadhjfhksjgspjl" gibi gelen bir "Neden seni terk ettim?" açıklaması yazmış, sonra da Adam bunu duyunca rahatlamış ve aslında haklı moduna girmiş.
Yazar kendine "realistik" olarak hitap ediyor ama sanki bu lakabı korumak için kurguyu fazla kasmış gibi geldi. İlk kitap zaten kötü bir olay üzerine kurulmuştu. Bu kitabın ise o olay ardından düzelme süreci gibi olması lazımdı. Ama bu kitap da böyle berbat bir olay üzerine kurulunca "keşke Mia ilk kitapta geberip gitseymiş" dedirtti bana. Bu realistik olmak değil bence. Ben bu kategoriye "insanın içini karartan kitaplar diyorum ve bu kitap da orada yerini aldı. Halbuki ilk kitabı ne kadar beğenmiştim.
Spoiler.
Upuzun bir olay örgüsü eleştirisinden sonra kitaptan genel olarak bahsedeyim. Kitap rockçı erkek karakterimiz Adam'ın gözünden anlatılıyor. Kazadan 3 yıl sonrasından itibaren başlayan kitapta, Mia'nın Adam'la Juilliard'a gittikten sonra ilişkiyi hiçbir açıklama yapmadan tamamen kesmesiyle Adam'ın perişan halini görüyoruz. Tabii bu içerden. Dışardan ise, yeni hard rock albümüyle muhteşem bir çıkış yapmış Shooting Star'ın solisti ünlü Adam Wilde'ı görüyoruz. Her neyse, bir gün Adam'ın yolu New York'a düşüyor ve birkaç yerde Mia'nın konser afişlerini görüp bir sürü duygusal çatışma sonucu gitmeye karar veriyor. Konser sonunda Mia bunu yanına çağırıyor ve sabaha kadar birlikte takılıyorlar. Sonra bir olay sonucu Mia'nın evine gidiyorlar ve konuşup (işi pişirip) barışıyorlar. Kitap burada bitiyor.
Sonuç olarak Mia turnesine devam etmeye, Adam'da içindeki müzik aşkının (Mia sağolsun) söndüğünü söyleyerek gruptan ayrılmaya ve Mia'ya turnesinde eşlik etmeye karar veriyor. Yani her ne kadar Mia aynısını yapmasa da Adam, Mia'yı müziğin önüne koyuyor ve bana kalırsa sırf onunla birlikte olabilmek için gruptan ayrılıyor. Tabii yazar isyan etmeyelim diye "zaten uzun zamandır çıkmak istediğini" söyleyip olayı çok da önemli değilmiş gibi gösteriyor. Peki Liz ne olacak, ya Fitzy? (Mike'ı merak etmiyorum şahsen) Adam'ı ünlü yapan bunlarken, sanki hiç önemi yokmuş gibi bir kenara atılıyorlar. Ben bu duruma karşıyım.
Spoiler.
Of be, ne eleştirdim ama kitabı. İşte bir kitapta hayal kırıklığı yaşayınca sonu bu oluyor. Aslında bu kadar eleştirmeyi düşünmüyordum kitabı ama bir kez başlayınca dur durak bilmiyorum işte :D O kadar da kötü değildi yani, ama ben yine de keşke 2. kitabı hiç yazmasaymış da 1. kitapta bitseymiş diye düşünüyordum. Hem böyle en heyecanlı yerinde biten kitaplarında ayrı bir çekiciliği var. :D O değil de işin en garip kısmıysa kitaptaki gerçek hayatla paranormal olaylar arasında kalan kısımlardı. Mesela Mia'nın anne babasının seslerini duyuyor olması. Önceki kitapta da arafta kalması vardı. Ama bu benim hoşuma gitti diyebilirim sanırım, kitaba farklılık kattığını düşünüyorum.
Yine farketmeden uzun bir yorum yazmışım (yoksa uzun bir eleştiri mi demeliyim?). Yeter bu kadar :D Bir dahaki postumda görüşmek üzere, hoşçakalııın!! :)
Yine farketmeden uzun bir yorum yazmışım (yoksa uzun bir eleştiri mi demeliyim?). Yeter bu kadar :D Bir dahaki postumda görüşmek üzere, hoşçakalııın!! :)
Puanım: 3 GoodReads Puanı: 4,17
Sayfa Sayısı: 280 Yazar: Gayle Forman Yayınevi: Pegasus