Nora'nın Kitaplığı : (Kont Ve Peri) - Anime Tanıtım & İnceleme

28 Kasım 2013 Perşembe

(Kont Ve Peri) - Anime Tanıtım & İnceleme

 
Hikaye; 19. yüzyıl İngilteresinde yaşayan Lydia adlı “peri doktoru”nun çevresinde geçer. Mavi şovalye kont, Edgar’la karşılaştığındaysa hayatı 180 derece değişecektir. Edgar, aile yadigarı, değerli bir kılıcı bulmaya çalışırken kendisine yardımcı olması için Lydia’yı yanına alır.
 
Eh, tabii bu sadece başlangıç. Olaylar bununla da kalmaz karıştıkça karışır. Tabii bu sırada iki karakterimiz de birbirine karşı duyduğu hislerin farkına varmaya başlar. Daha çok sihir ve macera üzerine kurulu olan animemiz de romantizm de yok değil yani..

 Bu anime biraz daha olayların çabuk geliştiği ve 12 bölüme birçok şeyin sığdırıldığı türdendi. Edgar'ın kibarlığı ile Lydia'nın ne yapacağını bilemez hali birleşince ortaya çok şirin bir anime çıkmış. Tabii Kelpie'yi de unutmamak lazım. Favori karakterim Kelpie, bir "Siyah Su Atı" perisi ve -maalesef- Lydia'ya fena halde aşık. Hikayedeki kötü çocuk gibi gösterilmeye çalışılmış ama anime boyunca bizi en çok güldüren karakterimiz de bu oldu diyebilirim.

Bir de kediciğimiz Nico var. Lydia'nın yardımcısı ve en iyi arkadaşı konumunda olan kedi formundaki perimiz. Ve bir diğer karakterimiz ise Raven. Siyah saçları, zümrüt yeşili gözleriyle asaletin simgesi diyebilirim. Raven animede Edgar'ın uşağı rolünü oynuyor. İçinde kötü bir peri ruhu barındıran Raven'a Edgar bunu bastırması için yardım etmiş ve bir şekilde hayatını kurtarmış gibi oluyor. Bu yüzden Raven Edgar'a sonsuz bir sadakatle bağlı ve onu içindeki kötü periden aldığı güç ile her türlü tehlikeden korumaya çalışıyor.
  
 Bunların yanında ressam Paul, Gladys'in perisi Banshee, Lydia'nın babası Profesör Carlton, Raven'ın kız kardeşi Ermine ve kendi kendini Mavi Şovalye Kont ilan etmiş bir kötü Prensimiz var. Hikaye bu karakterler arasında dönüşümlü olarak geçiyor denebilir.

Aralıklar koyarak izlediğim bir animeydi ama sıkıldığım için değil. Sadece shoujo türündeki animeleri arka arkaya aralıksız izlemeyi tercih etmiyorum. Özellikle animenin 6 adet Special bölümlerinden bahsetmek istiyorum. Arka fona William Shakespeare'in seçilmiş sonelerinden koyarak hazırladıkları 2-3 dakikalık bölümlerdi, ve karakterler geçmiş yaşantıları vb. şeylerin şöyle bir üzerinden geçiliyordu.

 Bu anime için klasik shoujo diyebilirim. Konusuyla öne çıkmayabilir ama karakterler ve özellikle çizimiyle mutlaka öne çıkacağını düşünüyorum. Lydia'nın dağınık uzun kızıl saçları ve kocaman yeşil gözlerini de çok tatlı buluyorum -söylemeden geçemeyeceğim-.

Her neyse, şimdi birçok kişi "bu niye anime paylaştı" sorusuyla gelmeden önce çok basit bir cevap vereyim: Can sıkıtısı. Uzun süre blogda paylaşım yapmayınca kendimi bir garip hissediyorum bu yüzden arada sırada alıntılar paylaşıyorum veya alakasız şeyler. Madem öyle anime paylaşayım bari, izlediklerim de boşa gitmesin dedim; canım sıkıldıkça paylaşırım artık :D

4 yorum :

  1. Kitap çekilişi yapmayı düşünüyor musun?

    YanıtlaSil
  2. Nora sana anime önermek istiyorum. Adı vampire knight. İzlemelisin. Gerçekten harika bir anime. Umarım beğenirsin. Yorun yaparsanda çok sevinirin:-):-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mmmm Vampire Knight benim ilk animemdi :) Kesinlikle aşığım o animeye, bayılıyorum! Yorum yapmamış olmamın nedeni de izlememin üzerinden çok zaman geçtiği için aktif bir yorum yapamayacağımı düşünmem. Tavsiyen için yine de teşekkürler çok güzel bir anime önerdin bana :)

      Sil